Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

9 Temmuz 2013 Salı

Biraz hoşbeş ve akıllara ziyan bir telefon macerası

Yazamaya yazamaya yazıya nasıl başlayacağımı bile unutmuşum. Sayfayı açınca şaşkın şaşkın baktım bir an:))
Yamadığım günlerde,bu ördek nihayet suya daldı:))  Anneler ve kızları havuz günü yaptık. Filiz,Banu, ben ve kızlarımız. Hep birlikte kahvaltı yaparak başladık güne ve bütün gün kah yüzdük kah sohbet ettik...Ben Ayşe Kulin'in son kitabı ^^Dönüş''ü bitirdim. Artık bu ''Bora''nın yakasını bıraksa diyorum:))İlk kitapta öldürdüğü Bora üçüncü kitaptır ki aramızada:)...Nerede o Adı:Aylin'ler, Füreyya'lar, Nefese nefeseler...Son biyografik dörtlemesini de beğenmiştim Allah için ama son üç kitaptır artık aynı tadı alamıyorum. Sanırım ,veda vaktim gelmiş ,Ayşe Kulin'e...

Bugün Ramazan ayının ilk iftarını yapacağız...İstedim ki bu ilk iftar yalnız olmasın ve Görümcemgilleri davet ettim.Gün o kadar uzunki,çoktan yemekler pişti ,yattım uyudum kalktım kitap okudum hala iftara üç saat var.Şu ana kadar henüz bir açlık hissetmedim,başka bir rahatsızlık da yok çok şükür.

İftar mönümüzde mercimek çorbası,domates soslu antrikot yanında kızarmış patates ile servis edilecek, garnitürlü enginar,çoban salata, patlıcanlı bulgur pilavı  ve tatlı olarak da zerde var. Zerde bizim maallenin meşhur Roma dondurmacısının dondurması ile servis edilecek... Tabi olmazssa olmaz iftariyelikler sofranın süsü...


Şimdiii hadi size  cep telefonu kaybetme maceramı anlatayım...

Ece ile buluştuğumuz günün akşamı eve dönerken Kadıköy'den Üsküdar dolmuşuna bindim.Bağlarbaşı'na geldiğimde  telefon patolon cebimdeydi. İndiğim durakta karşıdan karşıya geçerken bir baktım yok. Ama inerken bir taak sesi olmuş,arkama dönüp bakmıştım bir şey yoktu.Ben de şafak attı tabi...Onca kayıt,not,resim gitti...Koşa koşa eve geldim. Telefonumu çaldırmaya başladım,çalıyordu ama açılmıyordu...Bir süre çaldırdık yok. Sonra anlaşıldı ki telefon gitti gider. Hemen gittik,bana yeni bir telefon aldık,Turkcell de hattımı yeniledi ama kayıtları yedeklemediğim için puuuf tabi...

Aradan üç gün geçti, geçen sabah saat yedide,Gamsegamse'nin telefonu çaldı.Meğerrrrr:))
Telefonum,dolmuşda değil inerken mazgala düşmüş...Oradan geçen bir adam da tam orada tesbihini düşürmüş:)) Eğilip alırken,mazgalın içinde üstelik suyun içinde telefonumu görmüş,çıkartmış. İyice kurutup,iki gün pirinç kavanozu içinde bekletmiş. Rutubeti iyice çeksin diye...Sonra ,benim kart yenilendiği için tabi içindeki kart iptaldi. Kendi kartını takmış. Gamze ile benim whatsapp konuşmalarımızdan GAMSE'nin telefon numarasını bulmuş ve aramış...Ama adam şaşmıştır herhalde,sürekli ne yemek var diye soran karşılığında da evdeki yemek listesini sunan bir konuşma:))
Neyse telefonumu aldım,artık iki telefonum oldu:))

Ana fikir: Hala iyi insanlar var..


Hadi gideyim ben

15 yorum:

  1. Ramazanın hayırlı olsun. Telefonuna kavuşman gerçekten bir mucize.

    YanıtlaSil
  2. ''Helal malmış, geri dönmüş'' derler bizim orada :)
    Hadi geçmiş olsun ablacım, en azından onca fotoğraf, kayıt vs. hepsi yine elinde :)
    Çok sevindim, insanlık ölmemiş daha :)
    Hayırlı Ramazanlar.

    YanıtlaSil
  3. Telefonunuza kavuşamanıza sevindim :)Hakkaten bu tip olaylar iyi insanlar var dedirtiyor.Ayşe Kulin'in Gizli Anların Yolcusu kitabını ben de aldım ama henüz başlamadım.Şimdi Lale Abla bu yazını okuyarak sonunu öğrenmiş oluyorum :))) Bu arada hayırlı ramazanlar...

    YanıtlaSil


  4. Gamze ya bak şimdi üzüldüm ama merak etme ondan sonraki, iki kitapta da Bora bizimle:)

    YanıtlaSil
  5. Uzun zamandır ara verenler bugün yazıyor dimek ki, ben de afalladım bir an yazarken: )

    Telefonuna kavuşma maceran tam sana göre olmuş: ) Ben de inanıyorum, hala çok iyi insanlar var...

    Hayırlı ramazanlar ola...


    YanıtlaSil
  6. Ablacım nedense bana adamın anlattığı hikaye pek inandırıcı gelmedi.Sen telefonu eve gidince çaldırmışsın telefonda çalmış,suya giren telefon o sürede kapanır zaten. Üstelik suda o kadar süre kaldıktan sonra çalışması çok zor bence.Bir keresinde telefonumu suya düşürmemle almam bir olmuştu ama telefonun kendine gelmesi 1 gün sürmüştü.Mübarek ramazan nedeni ile pişman olmuş telefonu geri vermiş bir vaka duruyor önümüzde gibi geldi bana.Yoksa ben mi çok kötü düşünceliyim :) sevgiler

    YanıtlaSil
  7. Sevgili Mine,telefonumu ramazandan iki gün önce teslim etti...
    Valla bilemiyorum hikayenin doğruluğunu ama uydurduysa da çok hoş bir hikaye uydurmuş:))En azından ben de çok güzel bir anı ve insanlığa dair umut bıraktı...

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  8. Öncelikle hayırlı Ramazanlar olsun diyorum... Hala iyi insanların var olduğunu görmek güzel bir şey gerçekten.

    İftar sofrasına bayıldım ki sorma. Ben de davet edilmek istiyorum bir akşam :))

    YanıtlaSil
  9. Telefonun bulunma hikayesi içimde umut gülleri açtırdı :)) Böyle şeyler de oluyormuş meğer...
    Hayırlı Ramazanlar Lale' cim.

    YanıtlaSil
  10. KANKİM BEN DE çok sıkıldım ayşe kulinin bu kadar bora yazmasından
    konu mu yok,
    bu senin telefonu bulan amcaya iyi adam ödülü vermeli
    nasıl bir macera
    Allah kabul etsin kankim orucunuzu
    aileye selmalar

    YanıtlaSil
  11. Dönüşü aynı fikirlerle okudum. Telefon hikayesini çok sevdim. Metehan'da dolmuşta düşürmüştü telefonunu biz biraz dedektiflik hikayesi ile bulduk aldık :)

    Ne zaman iftardan sahura yapacağız?

    çok öperim

    YanıtlaSil
  12. merhaba sevgili lale,antrikotu nasıl pişirdin,lütfen tarif edermisin?ben et yemekleri konusunda pek deneyimli değilim...ellerine sağlık..şimdiden tşk ederim..antalya dan hülya...sevgiler..

    YanıtlaSil
  13. Hülyacım

    Önce tavayı yağladım,benim tavam döküm ama sen herhangi bir tavayı ya da, yayvan bir tencereyi iyice kızdır...Sonra etlerin her iki tarafınıda kızart.Sonra iki bardak sıcak su koy suyunu çekip yağı kalana kadar pişir,eti şimdi tuzla ve baharatla birlikte bir ters yüz et yine aybı tavada ve önceden hazırladığın domates sosunu,ben bu sosa bir çay kaşığı tereyağ, ve sarımsak attım.Domates yerine salçalı sos da yapabilirsin.Bu sosu etin üstüne dök ve bu sos ile de pişir... En sonunda et tabak başına dört beş çorba kaşığı servis edebilecek kadar kalmalı...Kızarmış patates ile servis ediyorum.

    Ama dersenki biz eti sossuz yemek istiyoruz. O zaman antrikotunu, bir gün önceden, zeytinyağ, rendelenmiş soğan, tuz ve karabiber ile marine et. Bir ya da iki gün buz dolabında beklet. Pişirmeden yarım saat kadar önce de çıkar. Kızartırken üstünde soğan parçaları kalmamasına dikkat et ki,kızartma sırasında yanıp,etin tadını bozmasınlar...

    Afiyetler olsun

    YanıtlaSil
  14. Hülyacım et dediğim ,sos tabiki:))

    YanıtlaSil
  15. sevgili lale,çookk tşk ederim..harikasın..en kısa zamanda
    deniyorum bu tarifi..iyi ki varsın...sevgiler...hülya

    YanıtlaSil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))