Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

13 Ekim 2010 Çarşamba

günlerden dün bi de bu gün2

Dünden bir film var sözünü edeceğim... Kültür bakanlığından destek al(a)madan çekilmiş... Gereken , istenilen ilgiyi görememiş... Bana sorarsanız , ben beğendim... Film Mardin'li bir ailenin bir gününü anlatıyor.İnsan yaşamının değersizliğini , incir çekirdeği metaforu ile sorguluyor. Hah filmin adı da ''İncir Çekirdeği'' zaten.Önce filmin adı sonra Özgü Namal filmi izlememe neden oldu.Olurda bir yerlerde rastlarsanız , böyle bir film varmış demeyin benim gibi.Bu filmi biliyorum, Laleninbahçesi yazmıştı falan deyin:))



Bu resimde gördüğünüz kişi Nazlı Eray, bana kitap imzalıyor...
İmza gününün Ankara'da olması bir şeyi değiştirmiyor. Bir şeyi değiştiren Leylak dalıcımın Ankara' da olması ...Kendine kitap imzalatırken beni de unutmamış... Bi de resmi çekmiş ki tam olsun:)) Ama bitmezzz, bu Leylakdalı kendi lale kolyesini bana gönderebilen bir leylakdalı... bu kez de lale keçe broş gönderip yakama takılmayı arzu etmiş... Ben hiç Ferhan Şensoy okumadım demiştim bir keresinde. bir de Ferhan Şensoy kitabı , ve hiç ayraçsız olurmu diyerekde bir kitap ayracı eklemiş pakete. Nasıl karşılaştık nasıl yollarımız kesişti bilmiyorum , İstanbul seyehati sırasında bir yedi saat sohbetimiz var bizim evde dillere destan:))) benim arızalı ayağı uzatıp oturduğum...doyamamıştık valla... bi sürü de konuşacak şey kalmıştı:)).

Dün akşam yemeğinden sonra gelen bir haberle biz Karı- Koca Acıbadem Hastanesine koşturduk... Geçtiğimiz kış, çok ağır bir bypas ameliyatı geçiren görümcemin oğlu bu kez de beyne pıhtı atmış haberi ile bizi korkuttu... Ama neyse korktuğumuz gibi olmadı.. Çok hafif atlatmış... hatta Dayı Yeğen hastane odasında Türkiye- Azerbaycan maçını bile izlediler.Sonunda yenildik Gardaşa:)). Eve gelince iki dizi taktık arka arkaya... Öyle Bir Geçer ki Zaman ve Bitmeyen Şarkı... Öyle bir Geçer ki Zaman raitinglerde birinci sıradayız... Seviyos abi biz melodramları... eski yeşilçam geleneğimizde var... Bitmeyen Şarkı'da zaten eski bir Yeşilçam filminden uyarlama. Diziler bittikten sonra Ferhan Şensoy'un kitabına başladım... Nazlı Eray kitabı Venüs'ün Son Gecesine daha dingin bir kafa ile başlamak için. Ferhan Şensoy okumamıştım , demiştim adaha önce... Bilmezmiyim kelimelerle nasıl oynadığını ama benim şu ses problemimden dolayı hiç teşebbüs etmemiştim( sesini tanıdığım yazarların kitabını okuyamıyordum da, bilmeyenler için not)... Ama sanırım artık yendim bu sorunu.Tık tık nazarlar değmesin:)))))))

Yine yağmurlu bir sabaha uyandık... Bu günkü program ayakkabı bölümümüzün düzenlenmesi. Yazlıklar ve kışlıklar birbirine girdi.Yazlıklar üst raflardaki kutularına gidebilirler artık. Ah bir de artık kış geldi deyip kendileri gidebilseler.

Neyse işte böle böle