Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

27 Kasım 2007 Salı

YAZIMI YAZI İŞTE , ÜSTELİK ŞİİR BİLE VAR İÇİNDE

Kaç gündür yazmıyorum ya, bi şe yaptığımdan da değil ha!. Galiba bu blogspota ısınamadım daha. Yol geçen hanı gibiydi benim eski bloom, ayıptır sölemesi. Burda sanki bi kıyıda köşede kalmış gibi. Taşınsamyoksam eski yerime. Hani kayınvalide yanına giden yeni gelinler olur ya, alışamazlar bi türlü, mutfağa girseler kendi mutfakları değil, salona gitseler kaynanın kendi çeyizinden örtüler , tabaklar çanaklar falan , aynı öyle. Aslında resim eklemek falan burada daha rahat yok resimload a gönder, ordan link al , küçült falan yok. Gerçi blogcu bu konuda bazı yenilikler yapmış galiba. Ama anam, o da az etmedi bana, yazılarımı, yorumlarımı yuttu . Sayfana giremezsin gün boyu. Çilingir çağırsan para etmez. Du bakalım az daha takılayım buralarda olmasa, evim orda dayalı döşeli duruyor.
Bu gün eski yazılarıma baktım biraz. Daha bi eğlenceli yazılar yazarmışım. Arada bir buraya alayım bari. Okumayanlar ve yeniden okumak isteyenler için deeermişim. Hani dizilerde yapıyorlar ya, yetiştiremeyince , izlemeyenler ve yeniden izlemek isteyenler için , ya da genel istek üzerine diye.
Cumartesi Erenköy Kazasker deydim. İlmiyemle bir arkadaşımıza gittik. Kocamın ve keny@lının okullarının yanında hemen evi. İkisininde kulaklarını çınlattım. Eski Güneş koleji, yeni adıyla Işık Okulları. Kampüsün adı hala Güneş kampüsü. Kocamın bitmez tükenmez yatılı okul maceralarının geçtiği yer. Bu arada keny@lı yine firarda.
Gamsegamseninnavları devam ediyor. Çarşamba bitecekmiş. Sabahları atom kahvaltılar hazırlıyorum O'na, otlu motlu omletler, balı mallı yeşil çaylar, içine de taa Bodrum -Turgut Reis pazarından alıp doğrayıp dondurucuta attığım limlerden atıyorum , pek hoşuna gidiyor.
İstanbulu lodos vurmaya devam ediyor. Dün akşam vapur seferleri yine iptaldi. Neyseki sabah durdu da , kızlar ulaşım sıkıntısı yaşamadı. Naziş Ulus, Gamse Beyazıt yollarına düşüyor. Neyseki Nazlının servisi var.
Ben çarşambadan sonra havama girerim. Evdekinav havası bi bitsin. Vururum kendimişarlara. Şimdi istiyorum ki kızım sınavdan gelince kapıyı ben açayım, nasıl geçtinavın diyeyim. Yıllarca yapamadım bunu. Eeee ne yapalım o zamanda öyle gerekiyordu.
Bu günde akşam oldu , Haşimin dediği gibi akşam yine akşam.Bilirmisiniz ? Haşim AKŞAM şairi olarak ün yapmıştır. Hadi söz akşamdan, bide Haşimden ılmışken söz bir akşam şiiri ile analım kendisini.

BIR GÜNÜN SONUNDA ARZU
Yorgun gözümün halkalarinda
Güler gibi fecr oldu nümayan,
Güller gibi.. sonsuz, iri güller
Güller ki kamistan daha nalan,
Gün dogdu yazik arkalarinda!
Altin kulelerden yine kuslar,
Tekrarini ömrün eder i`lan,
Kuslar midir onlar ki her aksam,
Alemlerimizden sefer eyler?...
Aksam, yine aksam, yine aksam,
Bir sirma kemerdir suya baksam;
Aksam, yine aksam, yine aksam,
Göllerde bu dem bir kamis olsam!
AHMET HAŞİM
e başlamışken bi tanede Oktay Rifat dan gelsin bir akşamlı şiir
Akşam Balığın Karnında Bekliyor
Bir yağmurla çıkıyor rıhtımına sıkıntının,
büyük kayıkların dönüşünü gözlüyordu,
akşam balığın karnında bekliyor.
Fitili tütüyordu servilerin ve yazılar dallar arasında.
Mahallenin deniz koktuğu
kamburun atla dolaştığı
saatlerin saatlere benzediği
bir günde bekliyordu
insanların dönmesini oraya
oysa bir delik kalıyordu
yerinde umutların,
kara bir yelken yarını olmayan iskelede.
Mevsim, tonozların altından geçerek basıyordu toprağa,
çöp yığınları leşler
yeni sözcükler otta ve yaprakta
yabancı bir kıpırtı ruhumuzda.
Bir tüy düşüyordu suya
karayelin dişlerinden geçirdiği
Akşam balığın karnında bekliyor