Yine tabi ben bir güne beş günlük planlar sığdırma gayreti içindeyim...
Dün, valla kardeşim diye söylemiyorum şahane bir kahvaltı ile karşıladı bizi...Bir kekikleri elleri ile dağdan toplamamıştı...Kahvaltılık ezmeler, çingen pilavı denilen lorlu biber kızartması...yine kendi yaptığı reçeller marmelatlar...Enfes zeytinyağ içinde yüzen dal kekikli köy peynirleri,

Akşam deniz faslımız bitince Zuz bizi pansiyona dönmeden direk Aşıklar tepesine çıkardı. Burası Rahmi Koç tarafından satın alınmış, restore edilmiş ve Muhtar Kent'in babası Necdet Kent'in kitaplarını buraya bağışlaması ile şahane bir kütüphaneye dönüşmüş. Hemen önünde bir seyir terası ve burada çayınızı yudumlaya yudumlaya şahane manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.E'biz de öyle yaptık.

Akşama Zuz'un bizim için yaptığı plan gereği Cunda Meze Dünyasına gittik ve bi dünya meze

Gece saat biri geçerken arkadaşlara pansiyon size emanet dedik biz Ayvalık'a döndük. Biraz kardiş kardiş oturduk sonra ben yattım. Gece baktım Zuz hala yatağında yok. Burası üç katlı bir Rum evi ve ben üçüncü kattayım. O en alt katta, telefon açtım neredesin diye, beni araba ile aldılar sen neredesin dedi... Anaaaa bi korktum, manyakmısın len noluyoo dedim. Meğer ben Ayvalıktayım dermiş heheh, uyumuş kalmış, beni de İstanbul'dan arıyo sanıyo. Ben hiiiii diye korkunca, ay sen yukardaydın di miiii? deyip koşa koşa geldi.
Ben yine erkenden hortladım tabi, yeşil çayımı içtim. Birazdan Ayvalık Pazarına gidiecez, sonra Zuz bizi bi yerlere götürecek öğlene doğru da bizi Sarımsaklıya postalayıp kendi pansiyona dönecek.Biz akşama kadar Sarımsaklıda akşama kadar denize girip akşam güneşin batışını izlemek için Şeytan Sofrasına geçeceğiz.
Hadişimdilik gideyim. İlk günün özeti bu kadar.