
Sonra Gamse ile ben Cancan'ı görmeye gittik. Pek tatlı , pek yakışıklıydı yine...Bize elleriyle börekler yaptı. Evet yanlış duymadınız, Annesi Uras ağlayıp içeri gidince taburayi çekip, üstüne çıktı, yufkaları parçalayıp parçalayıp tepsiye yaydı, üstüne sos bile koydu:)) korkumuzdan Uras ile hiç ilgilenemedik bile...
Akşam eve dönüşte Gamse arabada uyudu, yorgunluk ve uykusuzluktan...
Bu gün evci çıktım... Temizlik ve yemek programı var......Arka taraftan pazarcıların sesleri geliyor. Bahar sebzesi meyvesi artık tezgahlarda... Pencereyi açınca çilek kokusu geliyor...Bir ara pazarı dolaşırım ...
Yemek olarak ilk önce etli taze fasulye pşirdim... Yıkayıp, temizledikten sonra içinden bir avuç aldım, bir patlıcan, bir pataes, bir kabak doğradım içine , buz dulabı poşetine koyup dondurucuta attım. İleriki zamanlarda , türlü olarak piyasaya sürülecekler... Bu da bir tüyo olsun benden size...Ve bu işlem yapılırken Ata Demirer'li Avrupa Yakası izlendi... Selinle yeni tanıştığı bölüm:)
Sufleyi okuyorum... Zeya ve leylak Dalı çok eğlenceli demişlerdi... Dün akşam 35 sayfa okudum... Bir ağlamadığım kaldı , nasıl hüzünlü... Sanırım eğlenceli kısmı henüz başlamadı...
Sabah ; Annemin Yeni, Sevgilisini, izledim ... Bir Meg Ryn filmi. Melekler şehrinden beri pek bi severim... Bir de şu yüzyıllar öncesinden gelen sevgilili bir filmi vardı adını hatırlayamadım... Meg Ryn filmin başında 250 kiloydu sonra bir fıstık oldu.
