Daha uygun bir başlık bulamadım.Eylül ayı gelince pürmealim budur.Malum kış hazırlıkları...Hem keyifle yapıyorum,hem çok ama çok yoruluyorum. Yorulmamın asıl nedeni eskiden beri her şeyi bir anda yapmaya kalkışmam...Diyelim domates sosu yapıcam,menemenlik falan. O arada közlenecek biberleri ve patlıcanları da fırına atıyorum, ona bak, pişen biberi patlıcanı çevir, onları soy, dolmalık biberleri oy,onları da paketle at ...domatesleri kavanozla, pişen patlıcan biberi soy,paketle dondurucuya at... Hadi bi de akşam yemeği yoksa düşünün siz hengameyi.Ha bu arada altı kg taze fasulyeyi de aradan çıkardım. Akşam olunca da artık benden hiçbir şey beklemeyin,çay yapın,çayımın yanına şu karakız kekinden getirin,çatalım nerde,çayım bitti, bu salak yarışmayı kim açtı...Yani anlayacağınız gündüzün yorgunluğu gece dilime vurdu:)Bu işi ekim ayı gelene kadar her pazartesi yapıyorum.Benim pazartesi sendromum da bu yani:)
Fakaaat bu çalışmanın sonucunda bunları her sıkıştığında can kurtaran gibi ortaya çıkarmak var ya,ah işte bizim evdekilerin çilesi de o zaman başlıyor. Her böyle bişi pişirmede ,ay ne kadar becerikliyim,ne kadar pratiğim, ne kadar akıllıyımmmm bakınnn bu palamutları zamanında attım dolaba,şimdi birden canınız balık isteyince nasıl çıkardım hemen,kızım bak pazar günü dışarıda kar yağarken yaz tazeliğinde menemen yiyorsun kahvaltıda gibi:))))))
Kitabımdan bir önceki yazımda söz etmiştim biraz. ''Keşke Gerçek Olsa/Marc Levy''nin devamı olan ''Sizi Tekrar Görmek''...İkinci kitaptaki herkes tanıdık haliyle:) İlk kitabın filminden söz etmiştim ,hatta kitabı okumaya başlayınca filmi hatırladım zaten.Acaba ikincisi de çekildi mi?
Bu ara bir arayış içindeyim...Dişim kamaşıyor,dişime göre bir kitap bulamıyorum. Şöyle sarssın, beni benden etsin, işimi bitirip ya da dışardaysam eve koşup kitabımı okuma isteği uyandırsın. Tek umudum Salinger'in basılmamış kitaplarının keşfedildiği ve basıma hazırlandığı haberi... Salinger hakkında bir belgesel çekilirken farkına varılmış.Bu arada ''Çavdar Tarlasında Çocuklar''ı okumayan varsa; çocukluk hakkında ,bir çocuğun gözünden ve dilinden çalakalem yazılmış bu romanı okumanızı şiddetle tavsiye ederim...
Bu ara çok film yazmıyorum,biliyorum ama çok da izleyemiyorum. Tam izleyecekken,ay çok güzel birlikte izleyelim diyorum. Ama çok da alıştırmak istemiyorum. O sabah sessizliğindeki tek başıma yaptığım film keyiflerinde asla taviz vermem...
.
Ha bu da Gamse'nin hafta sonu kaçamağı yaptığı Büyük Ada'dan gelirken bize getirdiği palmiye kurabiyeler...
Bugünlük de bu kadar be canım okuyucularım,bünye yorgun,bünye hassas
şimdi azcık tv takılsın, az biraz kitap okusun,sonra uyusun...Uyusun ki,
yarın temizlenip dondurucuya atılacak bamyası var, bebek patlıcanları
var, karnıyarıklık olarak hazırlanacak..