Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

22 Mart 2010 Pazartesi

Sahilde Kafka ve İstanbul güneşi

Pırıl pırıl bir İstanbul günü. Bu gün pazarımız da var üstelik. Dışada insan sesleri , kuş seslerine karışmış.Budanan ceviz ğacı yeniden eski günlerine dönme telaşında. Ben de birazdan bu hengameye katılmak üzere dışarı çıkacağım zaten...

Sahilde Kafka dün akşam bitti. Hiç bitmesin istediğim kitaplardan birisi oldu. 650 sayfa nasıl ilerledi sona geldi, iki bağımsız sandığımız hikaye birbirine değe değe nasıl ilerledi bilemiyorum. Haruki Murakami kitaplarında hep size eşlik eden bir müzik var. Bu kez de sık sıkBeethoven ve Haydn eşlik etti satırlara. Bir an önce bitse de Beethoven'in Arşıdük üçlemesini dinlesem falan diyorsunuz. Alt metinde sürekli bir müzik var anlayacağınız.Kitap okumayı seven herkesin okumasını tavsiye edebileceğim bir kitap. Hani ben derim ya kitap beni zorlamalı, düşündürmeli, araştırmaya sevketmeli; işte Sahilde Kafka böyle bir kitap...

Beethoven'in gerçek şaheseri, 1811 ‘de yazılan ve “Arşidük üçlüsü” olarak da bilinen “Si bemol majör trio” dur. Beethoven’in yakında tanıdığı, metronomun mucidi Johann Nepomuk Maelzel besteciyi, bir savaş sahnesini yüceltici bir eser yazmaya ikna etmiş. Böylece “Wellington Zaferi” ya da “Victoria Savaşı” doğmuştur. Eser muhteşem bir başarı kazanır. Beethoven’ın yeryüzünde kazandığı en büyük zaferdir bu. Yüksek sanatsal bir seviyesi olmayan ısmarlama bir eserin, sanatçıya en büyük ünü getirmesi kaderin bir cilvesi olmalı.