Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

6 Temmuz 2013 Cumartesi

ne var ne yok

Sanırım biraz daha yazmazsam blog olayını iyice unutacağım.Havalar sısındı,Gezi Parkı olayları derken sanki elim soğudu.

kah evdeyim,kah dışarlardayım,kah okuyorum,kah izliyorum,pişiriyorum taşırıyorum...Püfür püfür esen rüzgara bakıp,tüm yaz böyle geçse diye dilekler  tutuyorum...Bu gibi naneli, zencefilli imonatalar içiyorum.Geç saatlere kadar okuyor yine erken saatlerde uyanıyorum.Kızlarla biraz gülüşüp biraz didişiyorum.

Hary Potter'in yazarının yetişkinler için yazdığı ''Boş Koltuk''u okuyorum...Boş bir koltuğun her kültürde ne kadar cazip olduğunu görüp hiç de şaşırmıyorum.

Bu hafta etkinliklerine gelince,haftanın ilk gününün  akşamı DSİ Göztepe tesislerinde Ercü'nün doğum gününü kutladık. Sülale boyu yemek yiyip,eğlendik.

Perşembe günü Ecemle Kadıköy'de buluştuk. Sabah kahvesiyle başladık,bira-balıkla devam ettik,akşam çayı ile noktaladık. Bütün kitapçılara girdik çıktık.Bu güzel günü ben eve dönerken dolmuşda telefonumu düşürüp,kaybederek noktaladım.Yeni telefon aldım,hattım ücretsiz yenilendi ama artık bomboş bir telefon rehberim var. Arttık arandıkça kaydedeciğim.

Bugün, ay bugün çok yoruldum ben. Restorasyon sonrası görmediğimiz Süleymaniye camiini ziyarete gittik. Zaten cuma günü olaması nedeniyle kalabalık olan bu yer bir de turistler topa  girince inanılmaz kalabalıktı. Neyseki hava rüzgarlıydı da bir de o yormadı bizi... ''Süleymaniye''yi gezdik. İnsanların pek olmadığı arka avluda ağaçlar altında gezdik ve kocamın en kısa yol deyip ,bize günün kazığını atmasıyla uzun bir yürüyüş sonrası Sultan Ahmet'e gittik. Ayasofya'da hem müze kartlarımızı yeniledik hem de bahçesinde kahve molası verdik, müzeyi 1500.kez gezip,terleyen sütünda elimizi çevirip dilek diledik.

Üsküdar'da akşam yemeğimizi yedik eve geldik. Öyle bir yorulmuşum ki şaftım kaymış. Bir sürü resim vardı hatta ama onları bilgisayara bile atamadım.

Hadi gideyim ben yarına sabah erkenden başlayacak bir programım var.