Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

4 Mayıs 2011 Çarşamba


Doğum günü partimiz bitti... Akşama kadar yemek yaptım bir tek pasta dışarıdan geldi , haliyle yorulmuşum. Zuz da geldi , yedik içtik. Dizi izledik. Cancan telefon açtı. Gamse, doom günün kutlu olsun, bana hediye aldın mı? dedi:). Dizi bitince Zuz kalktı evine gitti..Ay ne hale geldi bu dizi öyle, oldu sana Cemile'nin Suçu Ne?? Zuz gidince ,ben de hemen kahvemi alıp yatağa koştum. Eğer canım uyumak isterse kahve mahve vız gelir tırıs gider... O yüzden kahve uyku kaçırır olayına girmem hiç...

Dışarıyı sel götürüyor. Yarına Zuz'la programımız var. Çok sevdiğimiz birini ziayret edeceğiz, adeta Annemizden hatıra diyebiliriz. O'nun can arkadaşıydı...Şevki Amca; yani eşi, Ordu Karayolları Şefiydi. En küçük teyzem^de o vesileyle makine şefi olan eniştemle tanışıp evlenince ve de hemen yan lojmana taşınınca tam olmuştuk artık. Tüm çocukluğmuz karayolları bahçesinde ve şantiyesinde geçti.Artık eniştem de , Şevki Amca da yoklar...

Gamse'nin doğum günü araya girince yazamadım. Dün Beyoğlu'ndaydım. Hafta sonu gibi kalabalıktı. Acep 1Mayıscılar evlerine gitmediler mi? dedim. Hava da çok güzeldi. Finükülerde ayakta gittim anlayın gari kalabalığı. Ayakta dururken ortadaki tutunma direğinin bir tarafında ben varım , diğer tarafında da durmadan öpüşen bir çift. Aramızda bir direk var. Öpüşsünler tabi de yani oğlan tutturamayıp benim kulağımı öpücek diye kulağımı kollamaktan harab oldum:))

Akşamda dizi, kitap falan işte...

Artık yatmalıyım...