Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

30 Kasım 2011 Çarşamba

Sinek Isırıklarının Müellifi


Yazı başlığım, Barış Bıçakçı'nın son kitabı yani yedinci kitabının adı... Sinek Isırıklarının Müellifine önce Müellif ne demektir ondan başlayalım ki, bilmeyenler için yazı havada kalmasın ayaklarını yere bassın:)) TDK ya göre müellif; Kitap yazan veya kitap hazırlayan, bir eseri ortaya koyan ve eserin sahibi olan kimse, yazar demekmiş.

Barış Bıçakçı bize bu kez Ankara'nın toplu konutlarından ses vermiş. Kitap kahramanı Cemil ile az kala kanki oluyorduk ki kitap bitti neyse ki:)Cemil ile bi sürü ortak yanımız çıktı.Bi kere ona hayatı şölen gibi hissettiren şeylerin hepsi bende de aynı duyguları uyandırıyor.
mesela Melehat Gürses'in kapıldım gidiyorum şarkısı benim bulaşık makinası yerleştirme şarkımdır. Onun karısının adı Nazlı, benim kızımın adı ve iki Nazlı'da balonla uçmayı seviyor. Kim Novak ve William Holden'in oynadıkları Piknik filmi hala ilk 10 filmim arasına girer. Sonra Burt Lanchester'in oynadığı yüzücü filmini , komşularının havuzlarına bata çıka denize ulaşmaya çalışması sahnesi favori sahnem... Bence Virgina Woolf'un Mrs .Dalloway romanı en iyi romanı...Benin babam da, öyle bir sıkar ki muslukları açmanız gerektiğin de, İngiliz anahtarı ile açmanız gerekebilir...Ezginin Günlüğü mü? dedim Cemil'e bayılırım ve çilek zamanı geldi mi? ben de deli gibi çilek reçeli yaparım...Ve ben de ben de hiç kol saati takmam , insanların kollarındakine sarkarım... Ben de Cemil gibi aramıştım , akşamdan ıslatılan nohuttan gelen çıt çıt sesinin nereden geldiğini... Bu bendeler böyle sürüp gider...Bir roman kahramanı ile hiç bu kadar ortak zevkim olmamıştı bu gidişat iyi mi ? Kötü mü? bilemedim:))Cemil adamım, öyle dişlek ve çirkin olsaydın da yine de severdim ben seni...

Barış Bıçakçı, çilek reçelinin üstünde biriken beyaz köpüğe, parkta ayak altında dolaşan kirpilere, alt kattaki yaşlı kadına, banyonun damlayan tavanına , aynı rüyayı görüp , sırf aynı rüyayı gördükleri için birbirlerine aşık olanlara, inşaatlarda çalışan insanlara ve de ruhlarımızda ki söküklere kadar her şeyin farkına vardırıyor bizi. Yaşam denen şölende sinek ısırkları kadar acı versin bize hayat ve de Barış Bıçakçı yazssın hep yazssın...

Barış Bıçakçı'nın yazılarında ki şu özelliği de belirtmeden geçemeyeceğim doğrusu, çevreyi o kadar iyi betimliyor ki, insanın gözünde söylediği , koltuk kanepe, park gözünde canlanıveriyor hemen. ben Bizim Büyük Çaresizliğimizin filme alındığını bilmiyordum. tesadüfen internette gezinirken bir resim gördüm, aa ne kadar kitaptaki sahneye benziyor dedim tıkladım baktım , filme alınıyormuş, filmden bir karenin resmiymiş. Bir piknik sahnesiydi valla yere serilen örtüden bile anlardınız kitaptan bir sahne olduğunu... Öle işte

Çoğu okuyucu bu kitaptan ne kadar övgü ile bahsetse de en sevdiklerinin yine de Bizim Büyük Çaresizliğimiz olduğunu yazmışlar. Evet bence de öyle ama bu kitap insana umut etmeyi de tevsiye ediyor.

Sinek Isırıklarının Müellifini ; Lalenin Bahçesinin tavsiye kitapları arasına rahatlıkla koyabilirsiniz.