Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

12 Kasım 2010 Cuma

Prensesin Uykusunun düşündürdükleri , dünden bu günden falan

Dün gece bir rüya gördüm ,güya ben bir şeyin olamayacağını daha önce rüyamda görmüşmüşüm... Bundan daha saçma bir şey duydunuz mu? rüya içinde rüyamı anlatıyorum...
Prensesin uykusunu izleyeli iki gün oldu... ama aklıma kazıdığı şeyler var düşünmeden edemediğim... Ne çok hayata değiyoruz...etkilenip etkiliyoruz... kilometre taşlarımız olan kişiler ya da... kader değişitirilebilir mi?, değişitirilemez mi döngüsü... ben oyumu değiştirilebilir yönünde kullanmıştım ama değiştirilebilir bir şey olsaydı bu kez adına kader dermiydik...Ve uyumak için değil, uyandığında okumak için yazılan bir masal...Gala programı dün akşam CNN Türk de yayınlandı... 5n1k da...Bana mail gelmişti yayın saati ile ilgili bu arada Zeya 'dan da kaçmamış görmüş beni:))
Dün akşam iki diziyi üst üste çakınca( Fatmagül ve Türkan) bünyeye fazla geldi, hiç bir şey okuyamadan uyumuşum...

Dün benim okey grubumla buluştuk..İlk parti iyiydim ama ikinci parti dağıldım gittim.O da fazla geldi... Dönüş yolunda rastladığımız binlerce kuşun aynı anda ğaca konup aynı anda belli bir düzen içinde havada şekiller çizip tekrar aynı ağaca konmasını şaşkınlıkla izledik... fotoğraf çekecektim ama yanımdaki amca rahat vermedi ki. Ayol nasılda bulurlar beni, - ben resim çekmeye kuşların kadraja girmesini bekliyorum, O gözünü sevdiğim ak sakallı amcam, nasıl çekeceksin, çekilmez ki, onlar şimdi uçar gider, ta orayı nasıl çekicen. Amca sen gidip ağacı bi sallasan onlarda uçsa çekerim dedim... Çekemedik netekim.

Sabah kalktığımızda bizi digitürk yayını mefta olmuştu. Servisi aradım bişeyler yaptırdılar bana, kartı tak çıkar, fişi çek 15 sn bekle falan filan olmayınca teknik servise yönlendirmişlerdi.Teknik servis arayıp randevu istedi... şimdi dışarı çıkıyorum ama akşamda Fatmagülü izleyeceğim ona göre bir plan yapın dedim... Sanki dünyanın en komik şeyini söylemişim gibi neredeyse yerlere yatacaktı gülmekten.. Akşam eve geldiğimde adam kapıdaydı. Sizi Fatmagüle yetiştireyim dedim dedi. Neyse bizim diji kutu ömrünü doldurmuş. İyi de olmuş şimdiki kutular küçücük hem de daha hızlıymış.

Kızlar bu gün tatile giriyorlar artık... önceki akşam Gamse ara karneleri yazdı... özel düşüncelerini el yazısı ile yazıyor... ben de hepsine çok iyi yaz, motive olurlar hem diyorum... peki Anne dedi- şimdi çok iyi yazssam çocuk da okuyamasa veli bana hani hocam çok iyiydi dese n'olocak dedi. Heee dedim ...

Bu gün Cancan gelecek, yarında vira bismillah bayram hazırlığına başlıyoruz...yemekti temizlikti, gezme programıydı... ikinci gün ben Dayımla program yaptım... çünkü Ankara'dan bir hafta önce aradı program yaptık.Adam beni tanıyo ne de olsa:)

düzenleme: Biraz önce kapı çaldı ve kargodan enfes lorlu kurabiyeler çıktı... İzmir'e has bu kurabiyeyi hiç tatmadığımı söyleyince kuzenim-halamın kızı- Funda artık tanışma vaktiniz geldi diye göndermiş. Daha kargocu kapıda koca, gönderiyi imzalarken ben bi tane yedim bile:))) Uffff nasıl kaçmış bu lezzet benden şimdiye kadar...