Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

23 Haziran 2009 Salı

aaa herkes ev de

Sabah uyanınca herkesi ev de görünce ne oluyoruz leyn, yoksa bu gün cumartesi mi,??, Pazar mı?? yoksa ben uyurken darbe mi? oldu dedim. Meğer herkes kendine kafadan tatil yazmış. Nazlı, bu günkü seminere gitmemiş. Koca, kendine tatil uydurmuş. , Gamse'nin de sınavı yokmuş. Allaha şükür yarın son sınava giriyor. Çift anadal yaptı ama biz de ortamızdan yarılıp çift olduk . Bu gün ailece ev de olunca bana da hep günlerden pazarmış duygusu yaşamak düştü :)))

Baktım kimsenin kalkmaya niyeti yok, ben de aynen ev de yalnız olduğum günlerde olduğu gibi yeşil çayımı demledim, demliğim ve fincanımla salona gidip, ''Puslu Kıtalar Atlası''na başladım. Hemen girişte sardı kitap beni. Elli sayfa falan okudum, sonra it yesin bu ciğeri dedim, gidip azcık hamur mayaladım. Hamur mayalanırken , kıymalı soğanlı bir iç hazırladım. Hava sıcak olduğu için ve deee ,Görümcemin hediyesi hamur mayalama kabında mayaladığım için şıpın işi mayalandı hamur. Fırını ısınmaya ayarladım, o ısına dursun, ben de pideler yaptım , altı tane kocaman pidem oldu. Onlar pişerken de , çayımız demlendi, en bergamutlusundan, kahvaltımız hazırlandı ve süperim süperrr naraları eşliğinde kahvaltı çanını çaldım. Saat tam 11 de. Yumuldular tabiki. Kahvaltı böyle oldu ama , hiç niyetlenmeyin başka sürprizlere , öğleden sonra acıkan karpuz , peynir yiyecek dedim ve işimi de sağlama alıp , kocama karpuzu doğarattırıp , dolaba attırdım.Kahvaltıyı toplarken dolapta iki üç gündür duran kaysıları gördüm. Onları alıp yıkadım, ikiye böldüm, üstüne göz kararı şekeri boca ettim. Bir kiloluk kavanozda amber renki , kaysı reçelim var şimdi:))

Gamse biraz önce ev çok hareketli, ben dışarda çalışacağım , gider kendime bir de kocaman naneli bir limonata söyler, ağaçlar altında ders çalışırım dedi. O öyle dedi ya ben de özendim, ay ben de gelip kitap okuyayım dedim, sonra senin dersini bölerim dedim gitmedim. Gittiği yerin adı portakallı mortakallı bir şeydi galiba hatırlayamadım şimdi:))). Bizim eve yakın, akasya ağaçları altında bir yer. İçeçek servisi ve sandviç servisi yapıyor. Sıcak ve soğuk sandvichlerinin hepsi de çok güzel.

Şimdilik bu kadar kitabıma dönmeliyim, yarınki programım kitapçıda da :)))