Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

28 Kasım 2013 Perşembe

Çorbalı, ponponlu yazı

Bir kaç gündür süren bir garip uyku  düzenim vardı.Sabahları erken kalktığım için, geceleri de kolaylıkla uyuyordum. Ama bir iki gün yatarken alerji ialacı almak zorunda kalınca, sabah yataktan jiletle kazınacak hale geldim. Böyle olunca gece geç saatlere kadar uykum gelmedi. Ben öyle uykum gelmeden, hadi geç oldu,yatalım modunda olamam hiç. İlle de uykum gelmeli.Önceki akşam, aynen böyle aaa çok geç olmuş artık yatalım dedim. En son baktığımda saat 04.22 idi...Dün akşam biraz itinalı davrandım, çay,kahve içmedim. Kitabımı uykum gelene kadar okudum, iki kez kitap elimden düşünce hemen başucuma gözlüğümü ve kitabımı bıraktım ve bingo....Bi baktım sabah olmuş.

Kitabın adı, yazarının adı ilginç bir kitap okuyorum.Bir kaç güvendiğim insandan da referanslı olunca hiç çekinmeden almıştım...Daha önceki yazımda söz ettiğim, ''Güneş Çavması''...Satır altlarından sürekli  müzik sesi gelen bir kitap... Bu açıdan keyifli ama  daha ilk sayfalarda ağlatmıştı beni... Şimdi daha keyifli gidiyor. Kahramanı okuduğum kitapları okuyor, başucu kitaplarımız neredeyse aynı...Sayfalar ilerledikçe daha söz ederiz bundan zira biraz tuğla kalınlığında... Yayınevlerinden  rica ediyorum ricaaa, böyle kalın kitapları iki cilt olarak basıp, tek ambalajda satın noooolurr...



Bu örgü işine başladığım  iyi oldu, akşamları hem tv izliyorum, hem örüyorum...Bilgisayarla daha az uğraştığım için kocam pek memnun:))Çünkü nerem ağrıyo desem bilgisayara bağlamak gibi bir  huy edinmişti:)Bütün kış örücem ben de...Hatta şu yeni gördüğüm iplerden almak için bugün Üsküdar'a gidicem...

Bir de çorba tarifi verip gideyim. Dün pişirdim. Piştikten sonra da bir kavanoza  doldurup görümcemgillere de götürdüm:)...Çayımı içtim, sohbetimi yapıp evime geldim.



Çorbanın tarifi...
Hiç bir yerden bakmadım. Doğaçlama:))
Brokolileri önce haşladım. Sonra çorba pişireceğim tencreye bir büyük havuç rendeledim. Zeytinyağ ile onu biraz çevirdim. Sonra içine iki çorba kaşığı un koydum. Un kokusu çıkana kadar birlikte kavurdum. Dolabımda yarım litrelik kavanozda et suyu vardı, bu karışımı et suyu ile karıştırdım, un topak kalmaması için iyice ezdim. Brokoliler(yarım kg kadar vardı) içinden bir kaç çiçek ayırdım geri kalanını kendi suyunda el blendırı ile iyice çırptım. Et sulu karışıma ekledim. Birlikte 20 dk kadar pişirdim. Ayırdığım brokolileri çiçek çiçek içine attım, cest olsun diye:))
Bir kaç yerde süt ile pişirildiğini okudum ama brokoli zaten sasuk susuk bişi:)) süt ile düşünemedim. Et suyu olmasaydı mesela unlu havuçlu karışımı tereyağ ile kavurur, normal su ile pişirirdim