Dün akşama doğru, Gamse- ben halama gidiyorum, dedi.İyi dedik ne diyecez:)) Ben iftardan sonra mayıştım, yayıldım bir tarftan da ocaktaki çay suyunda gözüm , kulağım. Telefonum çaldı, Memo- Yenge bize gel, okey partisi ve sürprizler var dedi. Kalktım gittim. Biz , görümcem, Meral ve de Gamse dörtlüsü okeye oturduk. Oyunun orta yerinde Memo- hazırmısınız dedi ve bu tabağı masanın ortasına koydu... İçi nutellalı milföy topları... Sıcak sıcak yeniyor ki, nutella şelale gibi aksın ağzınıza...İçine marmelat da konabiliyormuş hatta peynir , patetes, zeytin emesi gibi amlzemelerle tuzlu olarak da hazırlanabiliyormuş. Bir milföy hamurunu dörde bölüp, iç,ne malzemeyi koyup top gibi yapmış, ve kızartmış. Asla yağ çekmemişti. Bol ve kızgın yağda kızaracak. Fırında olabilir mi? diye düşündüm ama Memo olmaz dedi... Ben yine de deneyeceğim:)) size sonuç bildiririm...

Filme gelince...Uzunca ama içinde muhteşem diyaloglar ve alıntıların olduğu bir Denzel Waşington filmi... Unuttuğumuz bir şeyi münazarayı hatırladım. Okulun münazara takımındaydım ve hiç kaybetmedik ...Güzel bir film öner deseler hiç çekinmeden önerebileceğim bir film. İzlenmesi gereken, kaçırılmaması gereken filmler kategorisine koydum.Bazı filmler vardır keyifli anlar geçirirsiniz bu da bir kazançtır bazı filmler vardır sizi geliştirir bir şeyler katar. Mesela Willie Lynch ismini hiç duydunuz mu?... Batı Hint Adalarının en gaddar Köle patronuymuş. Linç kelimesi ondan geliyormuş. Öldürme, aklını al onun köleleri hizaya getirme şekliymiş. Köleleriyle baş edemeyenler ondan akıl alırmış.

Bu akşam için henüz iftar haırlıklarına başlamadım. Tek aklımda olan biber dolması yapacağım, gerisi gelir nasılsa...