Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

8 Aralık 2011 Perşembe

GECE

Tüm günü Hakan Günday'ın'' AZ''ını okuyarak geçirdim.... Adı ''AZ'' ama o kadar çok ki... Kitabı yarıladım bile...“Tadına bakılacak kitaplar vardır, bir lokmada yutulacak kitaplar vardır, bir de pek az da olsa iyice çiğnenip sindirilecek kitaplar.” demiş Francis Bacon. 11 yaşında bir tarikat şeyhinin Sadist oğluyla evlendirilip Londra'ya giden Derda ile bir gaspçının oğlu ''Mezarlık Çocuğu'' nun hikayesi... Cinsellik, cinayet, sadizm, mazoşizm, yeraltı, tarikat kol geziyor...

Akşam için programım vardı. Evden Zeya'ya gitmek için çıktım. Arabadan indikten sonra yol boyu yürümek çok hoşuma gitti...Yanından geçtiğim manolya ağacı bana Ordu'yu hatırlattı, Üzerinde onlarca Japon feneri olan çam ağacı ise yeni bir yılın yaklaştığının müjdecisiydi...Hava soğuktu ama ben içimden hep Akdeniz akşamlarını söylüyordum nedense...
Zeya, Zuz'un İstanbul'a veda Cunda'ya merhaba gecesinde olamayacağı için bu akşam onun evinde toplandık. Hem de Zeya'nın evinin yeni halini, hem yeni yaşına birlikte merhaba dedik.Zeya, Ebrucuk, Zuz, Lale dörtlüsü artık ne zaman İstanbul'da bir araya gelir bilinmez ama Cunda planları yapıldı bile...

Bu gece artık Zuz'un evindeki son gecemiz. Eve geldiğimizde , apartman yenı yıl için hazırlanmıştı, hemen resmini çektik. Kafa kafaya verip kendimizi de çektik ama benim yüzüme düşen ışık beni frankeştayndan biraz hallice yaptığı için koyamadım:))