Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

21 Aralık 2007 Cuma

bayramın içinden


Biraz önce bu gün bayramın kaçıncı günü diye düşündüm. İkinci gün olunca şaşırdım. Yine bir kaç günlük yaşamışım anlaşılan bu iki günü.

Arefe günü akşamından geldi Zuz, gece bizde kaldı. Kızlarla patırtı kütürtü bi akşam geçirdik. Sabah kocamın sesini duyunca bayram namazına gidiyor sandım, meğer gelmiş. Biraz daha yat erken dedim. Bir hayli uyumuşuz. Yok artık , dimi öyle sabahın kör saatlerinde kalkmalar falan. Kimse artık rahatını bozmuyor. Galiba iyi de ediyor. Nasılsa bayram uzun. Dört koca gün neler yapılır.

Biz birinci güne uzun upuzun bir kahvaltı ile başladık. Onlara günün mana ve ehemniyetine yaraşır şıklıkta masalar hazırladım gün boyu. Akşam yemeğinden sonra Zuz evine kaçtı. Biz de toparlanıp yayılalım biraz dedik , ama kızlar , itiraz etmeyelim diye internetten bilet almışlar Capitole, sinemaya gittik. ''Hicran Sokağ''ı.Nostalji olsun demişler bize. Filmde kimler yok ki. Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Cüneyt Arkın , Selda Alkor, Engin Çağlar, Ayla Algan ve her kimi görsek aaa bu da var dediğimiz bir sürü ünlü. Film baştan iyi idi ama sonra uzadıkça uzadı. Bitmek bilmedi. Sinema da da zaten karı koca biz, bi de bizim kızlar var. Yani dört kişi. Sinemayı kapatmışız anlayacağınız. Evimizde gibi film izledik. Gamze arada mesaj çekiyor arkadaşına , bu film kaç dakika falan diye soruyor. Aramızda yorum yapıyoruz. Yani değişik bir sinema gecesi oldu. 19.15 de girdiğimiz filmden , 22.10 da çıktık. Ara 20 dk. Hatta Gamze gitti haber verdi başlatın artık dedi. Şimdi diyorsanız ki , benim için senaryo önemli değil, önemli olan kadro ha işte o zaman kaçırmayın. Yalnız bir sahne vardı Ayla Alganın büyü yapma sahnesi, gözümüzden yaş geldi gülmekten. Çıkışta nasıl acıkmışız. Bi yerde yemek yedik. Eve geldik.

İkinci gün , yani bu gün . Kızlar akşama doğru kaçıştılar. Biz de karı- koca bir iki ziyeret yaptık. Dönüşte de , misafirlerimiz geldi. Oya ve Kadir ve de fatih Meral. Uzun uzun oturduk sohbet ettik. Sonra 28 Aralık da , bizim evlilik yıldönümümüz için bizim ev de buluşmak üzere yeniden sözleştik. Mönü de hamsili pilav yani Karadenizlilerin deyimiyle işli tava var.

Yarın kısmetse yan gelip yatmak istiyorummmmm