Pazar günü Kızların okulunun Cağaloğlu kampüsünde panayır vardı. Şimdi bunun yazılışını bilmiyorum kızlar kızıyo ama Dilek ve Nesrin imdadıma yetişti:)) weihnachtsmarktmış...Ben bilmem vaynat bazar derim çıkarım işin içinden...Neyse görümcemcim ile kalktık gittik. Naziş görevli olduğu için erkenden gitmişti... Biz bahçelerde börülce oynar gelin görümce misali , tıngır mıngır gittik...Vapurda yanımda oturan kadın, sanırım uzun zamandır sohbet etme ihtiyacı içindeydi. Ayağım çok ağrıyor dedi birden bire.Geçmiş olsun dedim. Çıkmak zorunda olduğunu o yüzden ayakkabı giydiğini, denize şimdi bakınca ürperdiğini ama yazın girmek istediğini bi sürü bi sürü şey söyledi. Sanırsınız ben o kadınla kanka birlikte çıkmışız, görümcem de yanımızda oturan herhangi biri gibi:)
Neyse okula, panayırın olduğu binaya gittik kiii, Şirince'den önce son çıkış gibi... Sanırsınız kıyamet burada kopuyor. Bir insan seline kapıldık merdivenlerden indik çıktık... Nazişi gördük, b iz kaçıyoruz dedik. Lösev yararına idi panayır. Tüm kışlık çorap ihtiyacımızı Lösev yararına karşıladım..
.
Okuldan daha doğrusu panayırdan çıkışta, vurduk yokuş aşağı yürüdük. Hafta içi günlerde, ana baba günü olan yerlerde in cin top oynuyordu.Bu metal adama o zaman rastladım ve bu şehrin keşfedilecek daha çok neleri var dedim. hatta böyle bir dizi mi? yapsak dedim.Şehirdeki ilginç objeleri çeksek yayınlasak.İstanbul'da olsa ben bu işi Leylak Dalıcım'ın üstüne atardım ne ka da güzel yapardı... Du bi düşünelim bu konuda...Gezen fotoğraf çeken herkesin katılabileceği bir şey çıkabilir belki...
Eve gelirken hissettiğim açlıktan ölmek üzere olduğumdu, o sırada Gamse aradı açmısın , biz açız diye...Mesaj alındı dedim. Akşamdan etli bezelye pişirmiştim. Evden çıkarken de pilav yapmıştım. Hemen bir plan kurdum, bezelyeyi bugüne salladım,Üsküdardan iki tane kızarmış tavuk aldım... Pilav ve kızarmış tavuk yedik ,akşama da domates çorbası pişirdim, kızarmış ekmekle servis etmek için. Yani bugünün yemeğini aradan çıkardım. Bazen kendi mi? tebrik etmekten, alıkoyamıyorum kendi kendimi:)
Dün gece sıcak şarap eşliğinde Galatasaray- Fenerbahçe maçı izledik.Yine yüzümüzü güldürdü Aslan Cimbom.

Sıcak şarap meselesine geri dönersek. Aslında , kendim yaparım baharatlama kısmını... Yıllar önce Zuz'da bir gece yarısı Zeya, Ebrucuk ve bizim kızlar otururken karlı bir gecede... Gece yarısı sıcak şarap derdine düştük. Evde şarap da kalmamış. Zuz ve Zeya gecenin o saatinde sokağa şarap almaya çıktılar, ebrucuk ve ben de internetten tarif baktık. Bulduğumuz tarifte, şarabı demliğe koyun, bir portakala karanfiller batırın, bir çubuk tarçın ve iki kaşık şeker ilavesiyle ısıtın diyordu... yapmış ve tadına doyamamıştık. Sonra hazırlarını aldık sıttık ama aynı tadı bulamadık. Dün , Naziş panayırdan sıcak şarap baharatı almış. Küçük küçük poşetler halinde. Şarabı sıttıktan sonra içine karıştırıyorsunuz, çok ama çok güzel oldu.
Bugün bizim pazarımız , ama hava yağmurlu çıkmayacağım artık beyim bilir , ne getirirse onu pişiririm. Öyle de kanaatkar, kalender bir insan evladıyımdır...
not:1-benim kitaplığı merak edenler Leylak Dalı'na bi uğrayıversinler...
not:2-Tülin,bıraktığın mail adresine attığım mailler, geri dönüyor...