Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

16 Nisan 2014 Çarşamba

İmza: Ben lansman, Karaköy,Karaköy gün boyu Karaköy gece yine Karaköy

Yazmadıkça ne çok şey birikti. Mutlaka sözünü etmek istediğim filmler,kitaplar var. Ama tam onlardan söz edecekken haydee şimdi de İmza: Ben lansmanı girdi araya...
Dün akşam biz İmza: Ben yazarları; ''Galata Salt Kültür Binası'' içinde yer alan ''Cadora Resteurant'' ta buluştuk. İmzaladık,imzalattık kitaplarımızı zaten artık 3. kitap olması nedeniyle çoğumuz birbirimizi tanıyorduk. Daha bir kaynaştık. Kitabımızın geliri biliyorsunuz TÜRGÖK(Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı) e bağışlandı. Ne kadar önemli bir şey yaptığımızı, bir kaç dakikalığına gözlerimizi kapatıp sadece sese odaklanmamızı istediklerinde daha  bir anladım.
Kitap aynı zamanda sesli olarak da basıldı.






Biz tabi her zamanki gibi olaya erken başlayıp en geç bitirenlerdendik. Henüz öğle saatlerinde Oya ,Zuz,Aylin ve Ben  lansmanın olacağı Galata Salt Binasının bulunduğu Karaköy'e konuşlandık. Önce İskelede menemenli çaylı  ikindi kahvaltımsı bir yemek yedik. Sonra'da Balıkçılar Çarşısı arkasında bulunan çay bahçesine gidip çaydır ,kahvedir, sohbettir devam ettik. Ama nasıl bir sohbetse Ece ve Zeya arayıp da neredesiniz demeseler biz iyice geç kalacaktık. Gittiğimiz de herkesler gelmiş bizimkiler en havadar yere yerleşmişti. Bundan sonrası tufan:)) Çok eğlenceli iki saat geçirdik,tüm yazarlarla... Bu arada kahve bardakları gitti, şarap kadehleri geldi,hem leziz hem şık kanepeler lüp lüp gitti...

Biz böylesi anlamlı bir projede yer almanın ve güzel saatler geçirmiş olmanın hoş duyguları içinde binadan ayrılırken kitabı hazırlayan, kotaran,pişiren önümüze hazır biçimde koyan Banu Özkan Tozluyurt ve Esra Aylin Akalın'a takıldı gözüm, kitapları toparlayıp koliye koyuyorlardı...Onların işi daha bitmemişti.. . Hakkınızı helal edin kızlar ve de teşekkürlerimizi kabul edin...




Çıkışta ben eve gideriz artık yorulduk derken yolda olay değişti hadi  Akın Balık Akın Balık dedi bizim tayfa yani Ece,Zuz, begüm ve Zeya... pilavdan  dönenin kaşığı kırılsın dedim.Gittikki amanınnn ne kalabalık ama buranın müdavimi Zuz için hemen  daha önce rezerve edilmiş masa bize rezerve ediliverdi:)) Bol muhabbet balıktır,mezedir gömüldük. Pek bi güzel oldu valla... Şimdi nerededir bu Akın Balık derseniz, benim bildiğim yoldan tarif edeyim. Motor iskelesi tarafında Karaköy balıkçılarının hemen arkasında,  içkiler çay bardağında içiliyo haberiniz olsun bi de... Su içeye bile su bardağı vermiyorlar:)) Minik kahve yanında su getirilen bardaklarda veriyorlar...Balıkları,salataları,mezeleri harika,ağaçlar altında,deniz kıyısında bir salaş balıkçı lokantası...Balıkçı lokantalarında nasıl bir hesapla çıkılacağı her zaman bir muammadır ama buranın fiyatları oldukça makul...
 




Gece eve dönünce hemen sesli kitabı dinledik, o da çok güzel seslendirilmiş...

Tam da giderkene bi hatırlatma:'' Bibliyomanyaklar ''da bu ayın kitabı olan ''Sol Omzuna Güneşi Asmadan Gelme/ Selçuk Altun'' bu hafta ben yorumladım,yazdım ettim okumadan geçmeyin... Yorum bırakmayıda unutmayınız lütfennn:)) Yorum bırakanlardan bir kişiye kitap  armağanımız var...Bi TIK