Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

14 Ocak 2008 Pazartesi

YAŞAMIN KIYISINDAN, DENİZ ATINDAN, BİZİM EVDEN.......

Yeni bir haftaya başlarken , önce bi arkadaşlarıma uğrayayım dedim. Çoğu henüz haftasonu rehavetinden çıkmamıştı.Zeya ve Nalan hala cumartesi yazısında, ebrucuk haliyle cumartesi yazısında. Angel kardeşini ziyaretten dönmüş yazısını akşamdan yazmış.Mavianne de dillere destan bir ziyafet masası var. Ama Nurdancım da üzücü bir haber vardı. Yeğenleri tarfik kazası geçirmiş. Acil şifalar diliyorum ona buradan da.Trafik kazaları demiyorum ben artık ona , trafik terörü. Kaza bilmeden istemeden, planlamadan yapılan şeydir. Ama ehliyetsiz, alkollü tarfiğe çıkmak ; başkalarının canına , malına kasttır.

Cuma gününden başlayalım, cuma günü ben evdeydim , yalnızdım, Nalan da Dubai de evdeydi. Hicri yılbaşı dolayısıyla tatildi. Yaşamın kıyısından ı izlemiş. Ben de izlememiştim. Hadi aklıma gelmişken izleyeyim dedim. Film hakkında seninle aynı görüşteyim Nalan. Nurgül Yeşilçay bu filmin neresinden fırtlayacak derken yarıya doğru ancak çıktı. Bi de çok küfür içeren filmleri sevmiyorum. Şimdi uluslar arası arenalarda bu kadar bol ödüllü bir filmi eleştirmek haddime değil tabii. Ama beklenti yüksek olunca böyle oluyor demek. Hiç adı sanı duyulmadan , üstünde hiç konuşulmadan izlemek gerek bu tür filmleri dedim ben ve bu konuyu bitirdim.

Şimdi hafta sonuna gelelim. Ebrucuk , İzmirden İstanbula gelince . biz de yeniden toplanmak için gün doğdu. Nalannn sensiz içimize hiç sinmedi. Her konuşmamızın bir yerinden konuya seni dahil ettik. İşte Ebru ben geldim deyince, zeya , nurdanacar, ebrucuk ve ebruy Kadıköyde buluştuk bu sefer. Beşiktaş İskelesi üstünde denizatı cafe-Resteurant var. Oraya gittik. Ha bu arada sizler içinde yeni yerler keşfetmiş oluyoruz. Deniz manzaralı, geceleri fasıl , canlı müzik ve tango yapılan şık bir yer. Manzara da güzel. Gerçi biz sohbetten manzaraya falan bakmadık ama....

Saatler nasıl geçti anlamadık bile. Ebruy benim ilk arkadaşlarımdan hope&faith miş meğer. O daha sonra kaptmıştı bloğunu , şimdi blogspotta yeniden yazıyor. Bi sürü plan yaptık. Mademki birbirimizle vakit geçirmekten hoşlanıyor ve çok eğleniyoruz beraberken. Tabii bizim Zuz da dahil bunlara. Zaten ben şöyle yapacağız böyle yapacağız derken , o ne zaman yapıyoruz diyor.

Pazar günü bildik pazar günleri gibi geçti . Bol bol yeme içme , oraya buraya yayılmaca şeklinde. Hepimize iyi bir hafta olsun dedim ve gittim.