Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

11 Ekim 2011 Salı

Doğunun Limanları


Bu gün evdeyim tüm enerjimi yarına saklıyorum...
Sabah kızlar gitti, salona her zamanki sabah keyiflerime başlamak için geçerken, Kocam benden önce kanepemi , sehpamı kaptı...Uykusu kaçmış , tv açıp haber izlemeye başladı...Ben ayyy orası benimmm deyince , gideyim mi diye sorunca tabi kıyamadım... Ama ertesi sabah asla bunu kabul etmeyeceğimi deklare ettim.

Hava yamurlu, ev havası ama ben bu havalarda da dışarıda olmayı severim aslında...

Bu gün Kitap Okuyan Kız için ; Amin Maalouf'un en sevdiğim kitabı olan Doğunun Limanları hakkında yazdım. Kitabı yeniden karıştırıken keşke keşke dedim filme alınsa
ve ben bu yazıyı okur okumaz yazabilmiş olsaydım. Sanırım çok daha farklı bir yazı çıkardı ortaya... Aranızda okumuş olanlar varsa , sizin görüşlerinizi de orada görmek isterim.Kitap Okuyan Kız için yazı yazarken burada sözünü etmemiş olduğum kitaplardan da seçmeye özen gösteriyorum...Mesela hiç şiir kitabından söz etmedik. Bu konuda pek iyi değilimdir ama yatarken okuduğum bir Tagore şiiri ya da Murathan Mungan'ın Eteğimde ki Taşlarından okuduğum bir şiir ruhuma iyi gelir. Ruh kendini iyi hissedince beden de ona ayak uydurur kanısındayım.

Yarın için ,inşalah bir aksilik çıkmazssa çok şahane bir programım var kendisi de çok şahane olan biriyle...Çoğunuz tanıyorsunuz Zero''yu...Umarım hava şartları bir azizlik yapmaz bize de programımızı uygulayabiliriz.

Bu günlük şimdilik bu kadar...Kitap Okuyan Kız'a uğramayı unutmayın:))

gece gece dır dır



Gece saat 01.29'u gösteriyor...Pencereye vuran yağmurun sesine ,geçen bir uçağın sesi karıştı...Bu havada , bu saatte o uçakta olmak istemeyeceğimi düşündüm.

Herkes uyudu. Nedense hiç ama hiç uykum yok. Yazın Ordu'da buluştuğumuz arkadaşım, Antalya'ya yeni dönünce ; çektiği resimler bu akşam elime geçti... Bu havada yaz resimlerine bakmak hem tuhaf hem çok hoş oldu... O gün ne kadar eğlendiğimizi , Teyzemlerin onları ektiğim için bana gizliden gizliye gıcık kaptıkları ama hiiç belli etmedikleri geldi aklıma , güldüm.(pek sevdim bu resmi yav)

Naziş , üç gün süren Kapodokyo gezisinden çok memnun döndü... Orada ki ilçelerden birinin belediye başkanı benim kocanın hem askerlik hem de çok sevdiği bir arkadaşı olunca VİP statüsünde ağırlanmışlar:)Pek hoşnuttu...Bizi mi? yatağını mı? daha çok özlediği konusunda kararsızım:)


Bu gün genel temizlik günüydü, ev gıcırdadı, her seferinde bakıp hep böyle kalsan kalabilsen keşke diyorum:)

Bu akşam Mor Menekşelerin başlamasını beklerken o başlamayıverdi, 17 Ekime ertelenmiş. Onun yerine Show da yeni başlayan ses yarışmasını izledik. Üfff şimdi bi sürü saçma sapan şey mi dinleyeceğiz derken. Çok beğendik. Hadise, Mustafa Sandal, Hülya Avşar ve Murat Boz'dan oluşan Jüriye bayıldım. Murat Boz ve Hadise resmen show yaptılar...Sanırım bu kadar çamur attıktan sonra her zamanki dengesizliğimle izleyeceğim:) hem biraz dizi modundan da çıkmış oluruz.

Gce gece yeter dimi bu kadar muhabbet...