Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

1 Haziran 2012 Cuma

Kırmızı kıpkırmızı gece

Bugün evde önce yer yerinden oynamaca temizlik yapıldı. Bir kova suyun halıya boca olması da bonustu...
Temizlik bitince çayımı demledim hemen ve kendi yerime çekilip film izledim.Ancak kendime geldim.

Bugün kü filmim daha önce çok karmaşık bir ortamda izleyip tadına varamadığım;Çok Gürültülü ve İnanılmaz Yakın'dı...Bir kitap uyarlaması.Başrolleri ise Tom Hanks, Sandra Bullock ve küçük oyuncu Thomas Horn paylaşıyor...2012 OSCAR Ödüllerinde 2 dalda aday gösterildi.11 Eylül travmasından yola çıkarak umut dolu bir hikayeye dönüşen çok güzel bir film.Bir baba-oğul hikayesi aynı zamanda...


Akşam Mehmet aradı, ablamla size geleceğiz çok özledik dedi...Biz de biz de dedik. Ve bir araya gelmişken, birlikte olamadığımız tüm doğum günlerini kutladık. Herkesin doğum günü olan, kırmızı oda da kırmızı parti oldu. Pek eğlendik.İki günümde Meralli geçti. Bu yeğen Meral'di, dünkü yeğenin eşi Meral'di:)Yani iki gündür Kocamın yeğenleri ile birlikteyiz.Şimdi kızlar balkonda kendi alemlerindei Mehmet, Daysıyla yani kocakişiyle acaip gürültülü bir film izliyor.

ve bu akşamın şarkısı gel bu gece çirkin olalım:)

1-Haziran böyle geçsin kayıtlara

Perşembe peşkir dokur

Çünkü çarşamba da çarşaf dokur ve de cuma mevlit okur. Küçükken söylediğimiz günler tekerlemesinin sözleri. Perşembe gününü anlatan yazının başlığı ne olsun derken aklıma geldi.

Bu perşembe günü ben sabah bu yoldan yürüdüm. Bu yol, Üsküdar'da II.Ahmed'in annesi Valide Sultan Gülnuş Hatun'un yaptırdığı caminin avlusu... Bu avludan geçmeyi o kadar severim ki, her Üsküdar'a inişte, ön kapısından girer bu avludan yürür ve arka kapısından alt caddeye çıkarım.
Bu sabah yine öyle yaptım ve sonra da arabaya binip Ataşehir yolunu tuttum.
Önce Meral'in bu sofrasına oturup bir güzel sohbet eşliğinde yedik içtik. Ha baştan söyleyeyim bugün benim ödül günümdü aynı zamanda.
Daha sonra My Clup'un yolunu tuttuk...Cansu'da katıldı bize. Önce aletli jimnastik bölümüne geçtik. Ben dizim dolayısıyla sadece yürüyüş bantında yürüdüm bir de bacak içi ve dışı kaslarını çalıştıran bir alette çalıştım o kadar. Sonra haydi havuza dedik. Günün büyük bir bölümü havuzda geçti zaten.Biz Meral'le kah yüzdük, kah havuzun ortasında durup sohbete daldık.(o pembe boneli yüzücü size biraz tanıdık geldi mi?)))

Derken saatler geçmiş akşam olmuş haberimiz yok. Hadi bir de buhar odasına girelim toksin atalım dedik, haydi biraz da sauna derken saat akşamın yedi buçuğu olmuş haberimiz yok ve açlıktan ölüyoruz. Biz hadi eve gidelim çay içelim diyene kadar Fatih ve Kocam geldi bile.Hem çilingir sofrası hem çay masası bir araya kuruldu. Fatih arada bir,şu keki kaldırın ya dedi durdu bize:))

Gamse arada arayıp saati hatırlatmasa saatten haberimiz olmayacaktı...

Benim bu yazıyı yazdığım saatlerde artık haziran ayına girmiş bulunuyoruz. Haziran, doğduğum ay...Bir de bir arkadaşımın Haziran ablası... Duyduğumda çok şaşırmıştım.

Hoş geldin haziran...