Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

5 Ocak 2011 Çarşamba

Sabah gevezeliği ve Doğa'nın dooom günüsü




Önce Doğa'dan söz etmeliyim size...Doğa benim en küçük yeğenim.. Erkek Kardeşim Metin'in kızı...Metin'i ,adını Levent koymak için ortak karar alınıp da, nüfus kağıdı gelince , Metin yazdığını gören Annemin şaşkınlığını daha önce yazmıştım size. Nüfus kaydı yaptırmak için Nüfus dairesine giden Babam, oracıkda hasta Galatasaylılığına yenilip Metin Oktay^dan dolayı Metin yazdırmış...Bu sayfalarda onlara rastlamayışınızın nedeni, onların Ordu'da oturuyor olmaları...
Doğa ablasından yaklaşık 18 yıl sonra dünyaya gelip, Gamse'nin en küçük olma ayrıcalığını elinden pat diye alıp , saltanatına son verdi:))

Doğa ile ayrı şehirlerde oluşumuz nedeniyle Ablası Burcu ile olduğumuz kadar birlikte olamadık, ortak anı oluşturamadık.Ama biraz daha büyüyünce bu mesafeyi kapatacağımızdan eminim.Gerçi unutulmaz bir üç günlük tatilimiz, birlikte yaptığımız yolculuğumuz var , O' daha küçüktü o zaman,ama ben arabaya biner binmez- Hala, emniyet kemerini taktın mı? diyecek kadar da sorumluluk sahibiydi o yaşta bile...
Doğa ; Annemin hiç görmediği ama O'na en çok hatta tek benzeyen torunu....

Benim bu kardeşim , çocukluğundan beri fotoğraf çektirmekten hoşlanmaz, suratını buruşturur, ortadan kaybolur , aha yapmış işte yine hiç şaşırmadım o yüzden:) Eşi Arzu , kızları Burcu ve doom günü çocuğu Doğa ile birlikteler resimde

Teknolojiyi bu yüzden seviyorum valla, akşam hemen doğum gününe dahil olduk, resimleri gördük...orada gibi olduk.Doğanın yatma saatine kadar yapılıp bitirilen doğum günü partisinin sonuna yetiştik:)
NİCE SAĞLIKLI MUTLU BAŞARILI YILLARA DOĞACIMM...Hep böyle gül, keyifli ol, sevdiklerin hep böyle yanında olsun...
-----------------------------------------------------------------------------------------------

Dün yok Kuzguncuk'da yeni kitap cafe'nin keşfi yok çekmece düzenlemesi programı , hiç birini yapamadım... Ancak mutfağa çalıştım... Pişirdim taşırdım durmadan.Zuz'da akşam sizdeyim deyince hadi O'nun sevdikleri de olsun dedim... Bu arada akşamki kızlarla sinema ve alışveriş programına da yetişelim diye koşturdum...koşturdum da koşturdum anlayacağınız.
Önce portakallı kereviz çarbacuk atıldı ocağa, o pişerken tavuk haşlanmaya koyuldu...o haşlanırken kıymalı börek içi hazırlanıp, iki tepsi börek fırına atıldı, o arada haşlanan tavuğun suyundan çorba ve nohutlu bulgur pilavı yapıldı, kuru biber dolması önceden pişmişti zaten ve akşam eve gelen Koca- e hala hazır değilsin diye sitem ettti... Neyse hemen bi duş sonra çıktık evden... Kızlarla buluştuk...Zuz'la da yanımıza gelmesi, orada buluşmamız için sözleşmiştik ama O'nu şantiye işi uzayınca evde yemekte buluştuk ancak...

Film... Çakal...İsmail Hacıoğlu - Uğur Polat - Erkan Can - Cüneyt Türel - Damla Sönmez oynuyor... Sevişme sahneleriyle gündeme gelmesi haksızlık ama sanıyorum bu da bir promosyon çeşidi...Benim bu filme gitme nedenim Erkan Can ve Uğur Polat'dır... Erkan Can'ı kötü adam rolünde görme fırsatını kaçırmayın bence...Yalnız küfürler havada pir pir uçuşuyor hem de en yakası açılmadık biçimde...İnsanı rahatsız edecek boyutta...İsmail Hacıoğlunun içsel konuşmalarıfilmin temposunu düşürse de filmin en iyi tarafı...

Gece Zuz gittikten sonra,biraz gazetelere göz atayım sonra kitap okurum bu gece bu kitap biter derken bir baktım, Kanal D' de Göl Evi nın oynayacağını okudum... Bir baktım 10 dk var başlamasına... Hemen çayımı alıp kuruldum yatağa ... bu filmin evde CD si bile olup izlemeye sıra gelmemesi gibi bir durumu vardı nedense...demek ki buluşma vaktimiz gelmemişmiş:) Kocam hiç sevmedi ama ben çok beğendim...

Neyse işte bu sabah gevezeliği yeter artık...İyi bir gün olsun...