Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

2 Mart 2011 Çarşamba

BEN BURDA YOKKEN...

Bu gün akşama kadar bloğa hiç sorunsuz girip çıkarken, Naziş'in laptopundan giriş yaptığımda anlı şanlı mahkeme kararını gördüm. Hah bana da sıra gelmiş dedim. Ama kendi bilgisayarımdan ve Gamse'nin bilgisayarından baktığımda ise hiç sorun yoktu. Anlayamadığımız aynı bağlantıyı kullanıyoruz ve aynı anda bakıyoruz. Naziş'de mahkeme kararı çıkıyor...biz de sorun yok. Bir iki saat sonra onda da sorun kalktı.Bu arada tabi keyfimiz de kaçtı dimi...

Yazmadığım günlerde salı günü ; okey grubumla buluştum. Ama ne soğuktu anlatamam.Zehir gibiydi... Bir daha soğuklarda bi tek kendi mahallemde dolaşıcam :))Mesela bu gün süperdi... Tam işimi bitirmiş, Allahıma şükürler olsun iki kap yemeğimi de pişirmiştim ki , en küçük görümcem aradı... zati benim görümcegiller aynı apt. de otururlar... İki sokak ötemizde. Kalktım gittim çayımız demlenmiş, nevaleler hazırlanmış bir iki tur da okey çevirdik. Okuldan erken gelen Gamse halalarının ziyafetini kaçırır mı_? O da damladı... yedi içti, yattı uyudu biz okey oynarken.

Akşam Muhteşem Süleyman'ı izledik. Ben kızlara hep aynı model çoraplar almışım, çorap davası gördük:))

Dün geceden beri Matmazel Nina ile bir yolculuğa çıktım...Kendisi Ekim Devriminin oraya buraya savurduğu binlerce aileden biri olan Umarofların kızı...Anne Elena ve Baba Alexei ;1917 de başladılar göçmeye... trenle baştan başa trenle, önce Rus steplerini ...Sonra Çin , Kobe, Sri Lanka ve Mısır'ı geçtik. Nina yolda katıldı bize. Yolculuk ta 1940 ların başında İstanbul'da son bulacak. Ben henüz İstanbul kısmına gelmedim. Sadece İstanbula geçebilen arkadaşlarının mektuplarından anlıyorum... Bizde de henüz işgalden yeni kurtulmuşuz...Kurtuluş savaşı yeni bitmiş. Sanırım henüz daha 1920 li yıllardayım...Şehirlerin Ecesi İstanbula gelene kadar bakalım nelere tanık olacağım... Anladığınız gibi yeni kitabım MATMAZEL NİNA... gerçek bir yaşam öyküsü... yazarı daha önce hiç okumadığım bir yazar...Mehlika Mete...Kitap henüz çok yeni 2011 şubatında çıkmış piyasaya...

Bu günkü programda sinemaya gidip ,The King's Speech 'i izleyecektik ama ben görümcelerimi Oscar'lı filmi izlemeye tercih ettim. Aha da böyle iyi , vefalı, kadir kıymet bilen, nazik bir gelinimdir.Filmi sanırım artık hafta sonu izleyebileceğiz.
Akşam Naziş eve gelirken yeni bir dvd almış, ,içinde vcd de var tabi. Eskiyi ben eskiciye vereyim dedim. Kocam yok , ben kutusuna koyar kaldırırım dedi. Eski nuhu nebiden kalma videolarımız bile duruyo... Sanırım hurda alım satımına başlayacağız. Hurdaya ihtiyaç duyarsanız bize gelin...Eski lavobolar, çıkma musluklar, sifonun değişen zırvaları hep durur bizde...Geçen Nejla bize geldiğinde niye bana değilde Kocama- Zeki abi , sende bu tür düğme vardır dedi, bilin bakalım, çünkü biliyo... O da buldu verdi zaten. Yani bizim evde öyle de bi düğme varmış, şaştım kaldım.

Şimdi bu yazıyı bitirip , kitabıma devam edeceğim. Bu ara alercide yine tam gaz gittiğimi bildirmekte de bi mahsur görmüyorum. Mesela şu anda orta kulağım kaşınıyor, hadi kaşı bakalım der gibi. İlacımı içtim, bir kaç dk sonra yok olacak namussuz...
İyi geceler diliyorum. Umarım yarın buluşabiliriz. Birileri yine bizi mahkemeye vermez...