Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

29 Nisan 2009 Çarşamba

ben ve buruk çoraplarım dün altını üstüne getirdik Beyoğlu'nun. Geceleri bir başka ama gündüzleri bambaşkadır Beyoğlun'da. Pasajlar, kitapçılar, çiçekçiler, lavantacılar, antikacılar hepsi hepsi bir başkaydı dün yine. Miss gibiydi her taraf.

Hava çok güzeldi, ne güzel de giyinmiştim, güneş gözlüklerimi takmış, kirazlı çantamı almıştım hatta ammmaaaa o hain buruk çoraplar, tüm gün ama tüm gün benimleydi. Ne yapsam ne etsem, çıkarıp yeniden giysem de hep buruk hep buruk. Önce düzeliyor , iki adım sonra bakıyorum bileklerimde buruk buruk durmaktalar. Iyyyyyyyyy çok iğrençtiiiiii. Bir de o çoraplarımla heheheheheh Çelik'e rastladım.. Finüküler girişinde yürüyen merdivenler de yanımda iniyordu. Ama bunlar ne olsalar da beni kimse tanıdı mı?, bana bakan var mı? duygusundan kurtulamıyorlar valla. Gamse hadi ya, o kadar da değildir dedi. Bilmem yani, bana öyle geldi nokta.

( Taksim'e çıktığımda Kazancı yokuşunun başında eylem vardı. Kanlı 1MAYIS. 1978 için. Ben ve arkadaşlarımın da orada olduğu hatta kıl payı kurtulduğumuz 1Mayıs için. Beynimin her kıvrımı o günü unutsun istedim hep, şimdilerde ise hiç unutmasın istiyorum.)

Bu gün Cancan geliyor. Cancan cozuttu valla, perşembe günlerini ona tahsis etmiştik ama O yok Babaannemin işi var, yok Annem dişciye gidicek ayağına habire bizim eve yerleşiyor. Geçen gün kocamın dolabından yedek bez torbası çıkmış. Bu herif benim dolabıma varana kadar girdimi dedi.

Bu günlük de bu kadar. İyi bir gün olsunn