Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

6 Mayıs 2010 Perşembe

Juli& Julia ve ve ve

Sabah Koru kahvaltı yaptık okey gurubumla ama 600 kişi birlikte kahvaltı etmek hiç de iyi bir fikir değilmiş. Üstelik bunların sadece beşini tanıyorsan... 400 kişilik tek bir grup vardı ki... Aman Allahım...Sonunda arkamdaki bağyanı uyarmak zorunda kaldım, dar bir alandan iki kişi aynı anda geçmek isteyip , üstelik tabağını da kafamdan aşırırken... yoksa kimsenin keyfini bozmak gibi bir niyetim olmaz hiç bir zaman. Hatta bu uğurda kendi keyfimden fedakarlık ederim... Ne iyi bir kadınım dimi.)))

Neyse işte kahvaltı sonu eve geldim... Çoktandır izlemek istediğim bir filmi izledim... Julia&Julia.. Hem Merly Streep var hem blog var bu filmde... Nasıl keyifle izledim hatta biri olsaydı yanımda hatta bir blogcu... birlikte izleseydik dedim... Özellikle de yemek bloğu olanlar mutlaka izlemeli.Her güne bir film etkinliğimden bu günde, tavsiye bir film çıktı.


Akşam yemeğimiz yok, kızlarda yok zaten. Şöyle hafiften bir şeyler attırayım diyorum. Yoğurtlu havuç, patlıcanlı bulgur pilavı...belki bir çorba... Sabah sabah stoğumu aldım ben nasılsa:))))

Aşk-ı Memnucular ekran başına, bu akşam işler iyice kızışıyor ve artık sona yaklaşıyor... Bir kaç yıldır her sezon, tv yi parselleyen, Beren Saat bakalım önümüzdeki sezon ne şekilde çıkacak karşımıza. Aklıma gelmişken sırada bekleyen Gecenin Kanatlarını izleyeyim yarın sabah... tek sıkıntım acaba yeşil çayla nasıl gider heheheheh . Neyse gittim ben , havuç rendelemem gerek , robotumuz motorunuda aldı gitti bu diyarlardan, yandı yani motoru... eh dile kolay 10 yıl bu, ne yemekler ne pastalar yaptık birlikte... nelerimize tanık olduk birbirimizin. Ben kapağını kapatmayı unutunca az biraz takıştık ama neyse işte...

not: Bir de bu gün ''Gülünün Solduğu Akşam''