Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

6 Temmuz 2012 Cuma

Ordu volüm1



Dün sabah saat 9 itibariyle Ordu'dayım. Kuzilerle , onların çocuklarıyla ve de teyzemle birlikte yaptığımız yolculuk şahane geçti. Onlar Avrupa yakasından bindi otobüse, Otobüs Anadolu yakasına gelince ben binerken hurra bizimkiler aşağı inince otobüsteki diğer yolcular acep kim binecek diye inceden bi merak ettiler tabiki:))


















Ordu'ya gelince herkes kendi evine dağılıp bavulunu açma yerleştirme telaşındayken ben, bavulumu eve bırakıp, ayakkabımı bile çıkarmadan evin karşısından telefriğe atladığım gibi soluğu Boztepe'de aldım.Dayım ve yengem de geldi. Beni geldi mi? diye arayanlara Boztepe'den cevap verince millet şaştı kaldı bana:))








bu resmi teleferikten bizzat kendim çektim:))



Neyse kahvaltımızı yapınca gerisin geri aşağı indik, bu sefer kardeşimin evine gittim ki artık düğün havasına gireyim diye:)) Arzu ve Metin - sen böyle mi? geldin deyince, gerisin geri eve dönüp, kına töreninde ve düğünde giyeceğim , takacağım ne varsa derdim topladım geldim düğün evine:))Akşama kadar ye iç , çan çan konuş, arada git yat derken akşam oldu. Kına gecesini görmenizi isterdim, herhalde müzisyenlerde bizim gibi bir topluluk görmemişlerdir. Erkek tarafı kına tepsisini getirene kadar biz kendi aramızda deli gibi eğlendik. Bu deli lafı özellikle yazıldı:))Aramızda folklorcü kuzenlerde olunca valla tadından yenmez bir gece oldu.Sinan ile benim horonum gecenin en flash gösterisiydi :)))))
Eniştem artık hadi artık demese bizim geceyi bitireceğimiz yoktu, eve gelince fazla tepişmekten olsa gerek karnımız acıkmıştı , düğün mönüsü ise çok kışkırtıcıydı. Gece gece biraz atıştırdım ve Allahım dedim ; yarısını yaz yarısını yazma...


Sabah itibariyle biz henüz akşama yapılacak düğünün havasına giremedik, keyif kahveleri içip , çan çan sohbet ediyoruz, Burcu, düğün sabahı kaldıkları otelde kahvaltı yapmayıp, biz kahvaltıya buraya geliriz demez mi? ben hayıııır diye bağırmışım biz düğünden sonra gece seyahate çıkacağız, bırak biziiii:)) kuzen Yüksel yani gelinin dayısı ise düğünden sonra Burcu'nun boşalan yatağının peşinde...Arada da üç gündür düğün yapan erkek tarafına, aldıkları kızı bilseler yarım gün düğün yaparlar diye Burcu'ya laf atmakta...
(gelin hanım, ayakkabı altına isim yazarken)
Şimdilik biz de haller böyle