Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

12 Aralık 2013 Perşembe

#yemekfirtinasi 5.gün ve bi de mevsimlerden Akdeniz

Bugün ''YEMEK FIRTINASI''nda beşinci gün. 5.gün konusu: Son dakika lezzetleri Telefon çaldı, 1 saate misafiriniz gelecek. Yemek yedik çaya geliyoruz bir şey hazırlama dediler. Kurtarıcı çay eşlikçiniz nedir? Şipşak lezzetlerinizi görelim.

 Bana bir saate kadar sana geliyorum diyecek olanlar ya görümcelerim olur ya da Zuz olurdu,Cunda'ya gitmeden önce. Onlara da şipşak peynirli kanepeler yaparım,  evde kahvaltılık ne varsa dökerim ortaya çayımı da demlerim ooh misss...Öyle kekdir, börektir olayına girmem.
Bir kaç yumurtayı, beyaz peynir, maydonoz ve dereotu ile karıştırır. İncecik ekmek dilimlerinin üstüne koyar,  fırına atarım. Fırında çok durup ekmeğin kurumaması için  biraz piştikten sonra ızagara kısmını açar 1-2 dk da üstünün kızarmasını sağlarım. Bundan daha pratik ve lezzetli bir şey de düşünemiyorum:))

*****************************************************************
Yemek dedik o zaman şu yeme içme işlerini bitirelim.


İki gündür begamot reçeli yapmakla uğraşıyorum. Biraz meşekkatli bir işmiş. Yok öle vişnenin , çileğin üzerine şekeri kaynat gibi değil yani...
Benim tarif biraz yiğidin harman olduğu yer gibi pardon reçelin harman olduğu yer bizim ev gibi oldu. Ve bu reçelde esas olan dostluk, arkadaşlık oldu. Bu reçel biraz da ondan çok özel bir reçel oldu...Bizim hep süslü olan Zehra:) tuttu gece yarısı Beragamot reçeli dedi, ben de  daha önceki yazımda da anlattığım gibi huuu komşu biraz begamotu olan dedim. Biraz geyik yapalım diye yazdığım bu cümle hooop menziline ulaştı ve Minem cevap verdi biliyorsunuz.  Tarif biraz Zehra'dan biraz bana teee Antalyalardan bergamot reçeli taşımış olan Bahar'dan biraz da Giritli Yorgo'dan:))
Hadi tarif, bakarsınız lazım olan olur, yapmak isteyip ,tarif ararken sayfaya yolu düşen olur:)
Yıkadığım bergamotların, pürüzlü yüzeyini rende ile ( ben şu salatalık falan soyulan bi aparat var onunla yaptım) çıkardım.Ortadan ikiye kesip içini temizledim, dilim dilim doğrayıp,içe doğru yuvarlayıp ipe dizdim. Üstünü  suyla doldurup  biraz, sanırım 10 dk kadar kaynattım. Suyunu süzdüm, tekrar su doldurdum üstüne ve 24 saat boyunca belki 10 kez falan suyunu değiştirdim.Böylece acısı çıkıyormuş.  Sabah kalktığımda suyunu döktüm, ve süzgece koyup ,süzülmeye bıraktım. . Daha sonra bergamotun ağırlığının bir buçuk kadar şekeri tencereye koydum ki benim şekerim 2kg falandı. Üstüne iki bardak da su koyup,bir 10 dk kadar şekerli suyu kaynattım ve süzülen bergamotları içine attım. Altını kapattım, ve şerbet içinde 5-6 saat kadar beklettim. Daha sonra yine ocağa koyup 30 dk.kadar pişirdim, inmeden 5dk. önce iki limon suyu ialave ettim.Uzun iş diyebilirsiniz ama anlatması uzun iş valla:)
*****************************************************************
Dün akşam, Demet Akbağ ve Erdal Özyağcılar'ın  başrolünü oynadığı '' Sevdaluk' adlı dizi başladı. Dizi,  Rize'de yaylalarda çekiliyor. Dizi karakterleri, benim çocukluğumun en renkli anılarına sahip olduğum Hemşinliler. Benim kulağım bu şiveye çok aşina olduğu için ilk yadırgadığım yer o kısmı oldu. Sonra   mimiklerini  çok kullanan bir sanatçı olarak Demet Akbağ'ın   botokslu yüzü... Erdal Özyağcılar'ın bana sürekli ''Vizontele'' de ki ''Emin'' tiplemesini hatırlatan karakteri...Ama o görsellik çok iyi verilmişti...

Bugün yine  iyi bir film izleyeceğimi düşünüyorum, ama önce bi izleyeyim ki, tavsiye edebileyim di mi)) Adı; Nalın Ağacı
 Şöyle bir afişi var:)

Haydi gittim ben...