Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

23 Ocak 2010 Cumartesi

Karlı günden karlı anılara



Biz bu gün geç kalktık, uzun kahvaltı ettik. Karı görünce sokaklara çıkmak istedik. Çok uzaklara gitmeyelim dedik ve bize bir kaç sokak ötede oturan görümceme gittik. Hala kızı da öğretmen O da tatil pek de sevişirler bizim kızlarla, bizim biriciğimizdir Meral, uzun kitap sohbetleri yaptığım ender kişilerden biridir. Gamse'nin kep töreni resimlerinden hatırlayınız :))Yedik içtik, sohbetler ettik güldük konuştuk . İlle geceye uzatalım günü denilince - e yarında siz bize gelin dedik:))) Gamsegamse orada kaldı, yarın birlikte gelecekler.

Karda yürümek çok güzel oldu, hışır hışır. Ben adam boyu yağan,aylarca kalkmayan karlara alışığım. Denizi Olmayan Yerden.Ataletim hatırlar, Zeya da, Nalan da,bizim eğri çatılı ev hikayelerini:))). O eğri çatılı evin olduğu mahallede topu topu 30-40 ev vardı. Hepsi de müstakil. Ortalama dört kişiden hesaplasan , taş çatlasa 140-160 kişinin yaşadığı yer. Yaşayanlar da hemen hemen yaşdaş , çocukaların da hemen hepsi yaşdaş ve aynı okulllarda aynı servislerde de gidip geliyorlar. Akşamları gitmeler gelmeler, hafta sonları bahçelerde mangal yakmalar. Yaz akşamları yine bahçelerdeki masalardayız. Sünnet düğünleri, düğünler işte özel günler ortak meydanda yapılıyor. Hasılı çok güzel yıllara. Kar lı akşamlarda hep birlikte dışarı çıkıyoruz, o yokuştan aşağı çoluk çocuk kızaklarla kayıyoruz, bizim kızak dağ köylerinden birinde yapılmış , hediye geldi, oturulacak yere kırmızı deri kaplamışlar , nereden bulmuşlarsa, herkesin gözü bizim kızakta kalırdı, bir de benim kayarken tutamadığım kahkahamda , sanki otomatiğe bağlanmıştı hehehe. Karaolları lojmanıda bizim mahallede, karayolları şefi , karayolları makine şefi çocukları , eşleri de bizimle kayıyorlar. Bizim kaymamızdan yokuş sabaha karşı beton gibi oluyormuş, karayolları ekipleri gelip tuzluyor. Şef , biz yapıyoruz bunu mahallece diyemiyormuş tabi işcilere :))) .Evin güçcücük bir resmini koydum size, öhö öhü Celepoğlu sokaktan, bu sokağın isminin konuluş hikayesini defalarca anlatmıştım heheheh tarihi bir kişilik felan olduğumuzdan değil, sadece sokak isimleri konulurken benim tesadüfen orada oluşum ve adamın da tutup bana ismimi soyadımı sorması ve aaa - Zeki Abinin eviymiş demesi ve günler sonra bizim tabelalar çakılırken görüp şok olmamız,, jest oldum abi şarkısında olduğu gibi jest oldum jest oldum ben bu işte jest oldum...Evin rengine takılmayın heheheheh resimde niyeyse fosforlu çıkmış :))))

Çocukken de okul yokuşun başında ev dibinde :))) çantanı ters koy bin üstüne ışınlan eve:))).
Kar da ilk günümüz böyle geçti bizim. Cancan ilk kez kar gördü. Öyle şaşkın şaşkın bakmış ve akşama kadar her şeye kar kar demiş:)))
Şimdiiii hadi ben gideyim artık biraz ev halkına şefkat göstereyim , çay may yapayım... Ya da çay yapın diyeyim...