Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

5 Şubat 2010 Cuma

bu gün...

Dün Cancan lı bir gündü. Çook Can^lıydı çok güzeldi.

Elimdeki kitap bitti... Günhan Kuşkanatîn Evvel Aşklar Masalı. Başlamış, araya başka bir kitap sokmuştum. İşte okumasam çok üzülürdüm diyebileceğim bir kitap .
Osmanlı'yı bir başka yanı ile ele alan Günhan Kuşkanat'ın romanı Evvel Aşklar Masalı . 16. yüzyılda 3. Murat kız kardeşi Nagehan Sultan ve dönemin büyük bilgini Mihran Takiyuddin arasında geçen ve aşk günah nefret gurur kıskançlık ve aldatma üzerine kurulu bir roman.. İmkânsızı seven ruhlar fırtınaya kapılmış bedenler. Korkunç bir veba salgını kıyamet alameti bir kuyruklu yıldız ve uğursuz bir kule. Saray soytarıları cariyeler suikastler şeytanlar cinler mekanik aletler simya formülleri sonsuz hayat arayışları ve şehrin altında birbirine açılan yüzlerce galeri
.
Balkahvecimin hediyesi Asi... Asi... var şimdi elimde. Okuduğum kadarıyla yine çok güzel bir kitapla karşı karşıyayım. Ayla Kutlu'nun okuduğum üçüncü kitabı olacak bu...

Bu gün Dayımla kolkola girip bir Beyoğlu yaptık. Hava serindi ama güzeldi. Üsküdar'a yürüdük. Motorla Kabataş'a geçtik. Oradan da finükülerle Taksim... Dayım la aramızda bir kaç yaş fark vardır. O Üniv. öğrencisiyken ben lise öğrencisiydim. Ne sinema tiyatro , Uludağ maceralarımız vardır. Hafta sonları o okuldan gelir ben okuldan çıkar e ve gelirdik. Bakardık daha hiç kimseler yok evde. Hadi derdik, bi not bırakıp doğru Bursa , Uludağda mangal keyfi, düşmeler kalkmalar... Kocam Bilecik de askerlik yaparken, hadi derdi bana, Zeki'nin yanına gidelim. Bazen öyle olurdu ki, izinden yeni dönmüş adamcağız, daha potinlerini bağlamamış:)) bi bakardıi biz karşısında... İşte öyle bir dayı - yeğen ilişkisi. Çok da kavga ederdik ha, Annem yaka silkerdi bazen... Dolaştık biraz, şapka aldık O'na, Eniştem'i ziyaret ettik, Eniştem beni görünce; eliyle işaret etti gel diye, gözleri parladı bana bakarken. Geçen gittiğimde Annemin adıyla seslenmişti bana. Daha iyi gördüm bu kez... Teyzem şahane börek yapmıştı, dolmalar sarmıştı. Hemen çayı koyduk, kuzen Gülden'de geldi, çok sevdiğimiz iki ahbabımızda geldi. Yıllar sonra dayımla karşılaşınca onlar da çok sevindiler. Sohbet muhabbet , eski günler derken geçti saatler. İtalyan yokuşundan yürüyerek Tophane^ye indik, Kabataş'a kadar yürüdük. Yüzüm üşüdü ama güzel bir yürüyüş oldu.

Bu hafta sonu kızların son tatil günleri. Pazartesi okullar açılıyor. Sabah dinlendiniz mi? diye sordum, eh dediler. Tabi , dedim ayağı yanık kedi gibi gezerseniz dinlenemzsiniz heheheheh Annemin bana söylediği sözdür ama Zuz'un eline su dökemem bu konuda:)))

Gittim ben artık, iyi bir hafta sonu olsun hepimize...