Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

2 Ocak 2019 Çarşamba

Yıl Dökümü.iç dökümü

Özlem(Macera Kitabım) bu yıl blogların yılı olacak demiş.Keşke öyle olsa dedim. Yazısını okumak bile bana yazma şevki verdi. Du ya ben de yazayım 2018'mi de vedalaşayım hem de dedim:)

2018 benim için,çok seyahat ettiğim ama an az kitap okuduğum bir yıldı. Az okumama karşın sanki bunu örtmek istercesine çok kitap satın almışım. Raflar dolusu okunacak kitabım var. Neyse buna şöyle çare buldum. Kitapçıya giriyorum. Kitaplar arasında geziyorum, elime alıyorum,inceliyorum ama sonunda kendi kendime diyorum ki; bende duracağına burada dursun, okuyacağım zaman gelir,alırım:)Dayanamadığım zamanlar da olmuyor değil hani.
201 de Netfilix de bir sürü film ve dizi izlememin yanında sinemada da kaçırılmaması gereken filmleri şükürler olsun kaçırmadım ve her zamanki gibi Nuri Bilge Ceylan filmini bu kez Ahlat Ağacı oldu bu, tek başıma izledim. Çünkü doğrusu budur. Tiyatro açısından biraz fakirdim, biri Harbiye Açık Hava'da olmak üzere üç oyun anca izledim.

Sağlık açısından da hayatımın bu seneye kadar ki dönemi göz önüne alınırsa en sağlıksız yılımdı. Üç ay boyunca tansiyonumda nedensiz inişler çıkışlar oldu. Tüm sağlık incelemelerinden geçtim ve sonunda bir tansiyon ilacına kavuştum.
2018 de en sevdiğim kitaplar



 

 En sevdiğim fimler




En sevdiğim seyahat konusunda çok düşündüm.Ankara. Transilvanya, Taraklı-göynük-Abant,Yedigöller, Çeşme-Alaçatı,Amasya'dan başlayıp Batum'a kadar süren Karadeniz turu, Kuşadası, Pamukkale,Bursa, Safranbolu, Amasra gezilerim içinde ayrım yapamadım.


 Ama Kızlarım ve onların arkadaşlarından oluşan 10 kişilik bir grupla yaptığımız Romanya-Transilvanya Şatolar turumuz tadından yenmeyen bir gezi oldu. Çocukluğumdan beri korku ile merak ettiğim Dracula Şatosunu görmek, labirentlerinde kaybolmak muhteşemdi.



Karı Koca yaptığımız Karadeniz gezisinin her durağı ayrı güzeldi ama en çok Batum ve Çamlıhemşin etkiledi bizi.






 Balayı duraklarımızdan Pamukkale'ye yaptığımız seyahat çok güzeldi ama kaldığımız  otelin yerle bir olması ve otelimize ait olan Kleopatra antik havuzunun başına konan turnike hayallerimizi yıktı.




Bu yılın en güzel buluşması bloga ilk başladığım yıllardan beri tanıştığımız, Amasra'da buluştuğumuz canım İlknur ve ailesinin bizi evimizde ziyaret etmesi oldu. Öyle güzel ve heyecanlı bir buluşmaydı ki fotoğraf çekmek bile aklımıza gelmedi de hala hayıflanıyoruz.
bu yılın en güzel teklifi Banu ve Ercü'nün bizi Kuşadası'na davet etmesiydi ve deli gibi fırtına gibi bir dört gün geçirdik. Her sabah kargalardan bile erken yollara düşüp, kilometrelerce yol kat edip akıl almaz geziler yaptık. Pamukkale'ye giderken bir bahçe içinde yaptığımız köy kahvaltısını, taravertenlerden kayışımızı, o kütmek kafa bekçinin:)) bizi az kala sapa yollara salmasını son anda farketmemizi, Ercü ile benim Denizli Kebabını keşfetmemizi  hiç unutmayacağım.

Bursa'da kocamın yegeni Fatih ve ailesi ile koştur koştur yaptığımız gezi, koca Bursayı bir günde fethetmeye çalışmamız. Meral ile yaptığımız hamam sefası bizim bu sefayı uzatmamız nedeniyle bizimkilerin artık kapıya dayanması,Bursa'da saçıma fön çektirmek için gittiğim kuaförün henüz açılma aşamasında olduğunu oraya girince anlamam ama beni geri döndürmeyip, bir sandalyeye oturtup fön çekmeleri ve ödediğim paranın ilk kazançları olması nedeniyle çerçeveye konması da unutulmaz anılarımdan.

Bunlar hayatımın hoş taraflarıydı. Ama Babamın hastalığı ve onu takip eden hastane günleri, benim geceleri uykumda çıkan tansiyonum nedeniyle gece yarıları acillere koşturmalarımız...süren muayeneler, testler, tahliller ama sonuca varamamalar. Bir gece kaldığım uyku merkezinde her tarafıma 45 dakikada ancak döşenen kablolar ile uyumaya çalışmalarım sonucunun yine fos olması. Sonra her şeyin kendiliğinden yavaş yavaş geçmesi...Ülkenin bitmeyen sıkıntıları, doları olanın da olmayanın da doların inmesinin çıkmasının peşine düşmesi, kaybolan çocuklar, katledilen kadınlar, ziyan hayatların verdiği sıkıntıların getirdiği gerginliklerle dolu bir yıldı.

Çocukken Uzay 1999 dizini izlerken iki binli yıllara geldiğimizde uçan otomobiller,her işimizi yapan robotlar, ışınlanmalar falan olacağını sanırdık hani nerede anacığım nerde,iki binli yıllarda fos çıktı.
2019 da ki dileklerimi Allah biliyor. Bir tanesi hepimiz için:)