
Biraz önce Sinir Krizinin Eşiğinde ki kadınları izledim. Bu kadar cuk oturur bu günkü halime... Tam iki kez bürokrasi denilen illet beni bu eşiğe getirdi. İlki PTT de...yok yok Türkiye de emeklilik yaşı uzamasın. ya da bir kereliğine bilgisayar çağına geçtikten sonra 50 yaşını geçmiş memurlar emekli olsun. Bizim Ptt ci gıy gıy klavyede harf araya araya beni tarumar etti... hem harf aradı hem de tüm adresleri hem yazdırdı, eline verdim hem de yeniden bana dikte ettirdi...Sonra iki parça ama aynı adrese giden kutuları açıp kendi getirdiği kutuya dökmemi istedi, sanki kurufasulye gönderiyoruz... Yani bu tek bir parça olarak bu boyutta olsaydı , ortadan ikiye mi? kesecektik dedim, alık alık bakıp içerden daha büyük bir kutu getirdi.
İkinci olay; Zuz'un telefon iptali ile ilgili... Alt tarafı telefon iptal edilecek, önce hangi tür hat kullandığımız, hangi kampanyalara dahil olduğumuz, bunlardan ne kadarını kullandığımız hakkında uzun uzun bilgilendim, sonra neden iptal ettiğimiz hakkında ben onu bilgilendirdim, beşyüz kez bu hattı, kampayanlarıyla bir tanıdığa devretmek istermiyiz, daha uygun şartlarda sizin eve çekelim mi?, hattı ücretsiz donduralım mı? başka adres verelim mi? bazılarını ikişer kez soruyo , öyle bir tıslamışım ki ; beni duyuyormusunuz Lale Hanım diye sordu...Zaten yerli yersiz beşyüz kere isim kullanmalar , sanırım böyle daha etkili olunduğu sanılıyor. Sonunda ben galip geldim iptal etti ama iki ay numarayı tutarız, çok eski bir müşterimizsiniz bu numarayı yeniden alabilirsiniz dedi...
Filme gelelim, film Madrid'de çekilmiş.Bir kara mizah...Kadınları sinir krizinin eşiğine getirmek kolay da ah oradan döndürmek nasıl bir şey...Cep telefonunun olmadı yıllarda çekilen bir hikaye, o yüzden çok güzel telefon kulübesi sahneleri var. Ve evlere şenlik bir taksi şoförü var, kendini James Dean'e benzetmeye çalışmış. Saçları aynı onun gibi taramış ve sarıya boyamış. Taksisinde yok yok...süper market gibi:) Bu James Dean işine Ece kızıyo , ben olur olmadık kişileri ona benzetiyorum diye:)