
Kahvaltıda bir çok blogcuyla tanışma fırsatım oldu.Bir buçuk saat kadar süren kahvaltı sonrası filmi izlemek üzere Wings Cinecity sinema salonuna geçtik. Hep diyorum ya;artık yerli filmleri izlerken gururla izliyorum. Kaos filmini izlerken de aynen bir Amerikan filmi izler gibi izledim. Aksiyon sahnelerinin başarısı artık yabana atılır gibi değil. Aksiyon sahnelerinde ki rap müzik de zaten tempolu olan filmin temposunu daha da artırıyordu. Rojda Demirer'i zaten çok severim bu aksiyon filmine de çok yakışmıştı. Angeline Jolie gelse havasını alırdı valla...
Kısaca filmi beğendim, test ettim onayladım.Gökhan Mumcu ve Cemal Hünal yani bizim Issız Adamımız da aksiyon sahnelerinde süperdiler.
Film çıkışı, Beşiktaş'a inince acaba Ortaköy'e geçsek mi? dedik ama sonra vaz geçip eve döndük.Kocam, klübüne yollandı ben eve döndüm. Yolda bu kargaya rastladım, ağzındaki yaprağı ne yapacaktı anlamadım. Ama görünüşü çok şaşkındı, bir o tarafa bir bu tarafa bakıyordu.
Eve geldiğimde öğle yemeği saatimi neredeyse bir saat geçmişti. Şimdi ızagarayla falan uğraşmayayım dedim ve kendime bu tabağı hazırladım. Yumurtaları kaynayan suya kırdım beyaz kısmı tamamen pişince , kevgir yardımıyla çıkardım. Üstüne baharat ve birer damla sızma yağ damlattım.
Şimdilik bu kadar diyelim...