Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

5 Aralık 2014 Cuma

Blogcu Lale :)

İlk göz ağrımı blogumu nasıl bu kadar ihmal ettim ben...Hem de Türkiye'de ki ilk blogculardan olmakla övünürken. Leylak Dalım da dedi bugün hatta, sen günlük yazardın eskiden dedi. Neden böyle oldu bilmiyorum. Sanırım bir çok blog okuyucumun beni ''facebook''da da takip etmesiyle ve sinema ve yemek sayfalarını da orada oluşturmam nedeniyle tekrara düşüyormuşum gibi geldi bana... Ama yok bundan sonra eski halime dönüyorum. Siz de dağıldınız ama toplaşalım bakalım...

Mesela artık yeni bir okuma şekli edindim son günlerde. İki kitabı aynı zamanda okurdum genelde ama artık ikinci kitabımı e-kitap olarak okuyorum. Gece yatarak okurken kollarım ağrıyordu bu son düşme olayımdan sonra baya bi zorlayıcı oldu... Ama şimdi  elektronik okuyucu ile çok rahat ettim. Hem yattığım yerden,unutmak isteemdiğim satırların altını  bir tıkla çizebilip,bir tıkla  yanlarına notlar alabiliyorum.Teknoloji çağına yetiştik madem  nimetlerinden de yarralanalım di mi ? :) Şu an da çok güzel bir kitap okuyorum. Beş Parasızdım ve Kadın Çok Güzeldi/Derviş Şentekin kitabımın adı... Gençler satranç şampiyonu olduğu sırada tanıştığı bir istihbaratçı ile tanışmasıyla hayatı tamamen değişen bir adamın hikayesi...

En son izlediğim film ise değişik bir filmdi .Zarada/Bahçe... Bir Martin Sulik filmi
İzleyin Jakob olasınız gelir
Sıradınlığa, kentsel yaşama, modern yaşama, teknolojiye eleştirel bir bakış açısısı...
Babası tarafından evden kovulan Jakob'un büyükbabasının günlüğünü bulmasıyla başlar herşey.



Azcık da gezmelerden tozmalardan söz edelim. Dün Kadıköy'de kuzenlerimle birlikteydim.Funda; İzmir'de olduğu ve çok yoğun çalıştığı için ancak yazın Cunda'da buluşabiliyorduk. İstanbul' a gelince hemen buluşuverdik tabi... Füsun, Funda ve ben ne çok güldük ne çok konuşacak şey birikmiş meğer nasıl akşam oldu anlamadık.''Hamsi Pub'' da balıklarımızı yedik ''Baylan'' da ağzımızı tatlandırdık. Kitapçılara girdik çıktık,sokak şarkıcıları dinledik... Güzeldik çok güzeldik. İnanmazsanız fotoğrafa bakın :)


Dün itibarıyla, ''İçinden  İstanbul Geçen Kitaplar'' yazımla yer aldığım Martı Dergisi aralık sayısı yayınlandı...Buradan göz gezdirebilirsiniz...TIK
 
 Hadi şimdilik gittim ben ama artık daha sık görüşelim hatta her gün görüşelim...