Bu gün diyetisyen randevum vardı... Diyetisyenim beni çok beğeniyor:)) Son görüşmeden beri verdiğim kiloların hepsini yağ yakarak vermişim ki bu en çok tercih ettiğimiz şeymiş:))Böylelikle iki ay sonunda verdiğim kilo; tam 10 kg oldu.
Diyetin bana öğrettiği şey, yaşam tarzını değiştirmeden, sosyal yaşamını kısıtlamadan da bu iş olabiliyormuş. Dışarda yemek yediğimde salataların üzerine kırmızı et veya tavuk ızgara koyduruyorum, içecek olarak da suyu tercih ediyorum.İki dilim esmer ekmeğim zaten var... Yanına şöyle güzel bir sohbeti de katık ettin mi? iş bitiyor. Yürüyerek gidilen her yere artık yürüyorum. Mesela karşıya geçeceksem iskeleye mutlaka yürüyorum gibi...
Diyetisyenim bu gün benden çok memnun kalınca ödül olarak istediğinizi yiyin dedi. Biz de karıkoca önce Koşuyolu -Harem arasını arabayla gittik sonrasını yani Harem ve Üsküdar arasını sahilden yürüdük. Hava misler gibiydi. Martılar ve karabataklar için hazırladığımız ekmekleri unuttuğumuzu anlayınca pek üzüldük. Sonra benim öğle yemeğim vakti gelince yemeğimizi yiyelim , hem de ödülü öttürelim dedik. Ben ,bu kez bizim mahallenin kebapçısına gidelim dedim.Çoktandır yeni yerler keşfediyoruz diye onu ihmal etmiştik. Gidince bir kebabpçıda ne yapılabiliyorsa tüm etkinlikleri yaptık. Yani etinden , sütünden , yününden , yumurtasından faydalandık. Kebapçımız da bizi özlemiş ki ikramı biraz bol tuttu, daha yemek bitmeden künefeleri masaya oturttu.Ama , bakın burada gözleriniz yaşaracak, ben reddettim, künefeyi... Yolda, eve gelirken, bir daha ödül yemeğine sakın buraya gelmeyelim dedim.Yemek sırasında Macera Kitabım Özlem aradı, ne o bir etkinlikte misin? yoksa dedi hehehe bundan iyi tanım olamazdı doğrusu:)))

Dün başladığım ama yarım bıraktığım filmi bu gün tamamladım.Filmin adı ; Almanya'ya Hoş geldiniz. Almanyada ki ilk nesil ve son nesil Türk işcilerin birbirleri arasındaki iletişimleri , ne oralı ne buralı olmalarını, ben neyim , kimim sorularının cevaplarını aramalarını konu almış. Oldukça eğlenceli olduğu kadar da hüzünlü bir film. Filmi beğendim, izlemenizi öneririm ama Almanca bölümlerde alt yazı yok haberiniz olsun, vcd kayıtlarında da internetteki kayıtlarda da yok.
Kitapta Kış Günlüğüne devam... Biraz daha okuduğumda artık Paul Auster hakkında bilmediğimiz hiç bir şey kalmayacak. Artık kaşının üstünde yarığın nedenini de, ilk kez bi kadınla birlikte oluşunu da, annesi babası boşandığında, annesiyle birlikte gittiğini ve salondaki kanepede yattığını biliyorum. Hatta başka bildiğim şeyler de var ama müstehcen söyleyemem:)) Okurken çok hoşuma gidiyor ama sonra soruyorum acaba bir yazarı bu kadar yakından tanımak hoşuma gidecek mi?...Boru mu? Paul Auster , New York Üçlemesini, Yanılsamalar kitabını yazmış biri O.Neyse sonunda göreceğiz...
Dünün bir hoşluğu oldu. geçtiğimiz cumartesi günü AJANDA DERGİ'nin konuğu olarak gittiğimiz Nilli takı atölyesinin sahibi Elif Hanım ,mail atıp bu taraflarda işi olduğunu , uğrayıp bize hediye bırakmak istediğini söylemiş, hatta resim gönderip seçimi bize bırakmıştı büyük bir incelikle. Ben evde yoktum ama getirip, Kocama bıraktı. Bayıldık kolyelere, Gamse hemen okula giderken taktı. Zuz ve ben yeşim taşlı olanı seçmiştik, Gamse ise Karnelyan olanı, kahve siyahlı olan taşın adı kaplan gözüymüş, Siyah olan ise oniks...Ben de taktım kolyemi hemencecik.Elif Hanım taşların anlamlarını da yazmıştı, seçimimize yardımcı olması için.

Bu akşamın dizisi Muhteşem Yüzyıl...
Şİmdilik bu kaa