Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

5 Haziran 2009 Cuma

FELİCİTA:))

Başlık çalıntı zeya'dan)))). Çünkü ben de sabah O'nunla aynı duygular içinde uyandım. Dün akşam hiç ummadık bir anda keyifli bir gece geçirdik. Ben Zuz'daydım. Ebru namı diğer yıldızlı fırça ile Zeya da Caddede buluşmuşlar. Zuz'u aradılar, bir Cadde sakini olarak. Biz de hadi gelin hadi gelin deyince gece birden seyrini değiştirdi, ev de ne nevale varsa çıkardık ve süper bir gece geçirdik.

Gecenin sonunda her zamanki gibi Zeya ve ben önce Ebru'yu eve bıraktık. Bu kez kaybolmadan yolumuzu bulduk:))). Medeniyet medeniyet diye bağırmadan direk medeniyete daldık bu sefer, meğer biz sola dönmemiz gerekirken dümdüz gidip şantiyelerin içine dalış yapıyomuşuz. Ben kapıdan girerken saat ikiye yirmi vardı, hemen cupladım yatağa.

Bu günü ev de bir o yana bir buyana devrile devrile, tv izleyerek, kitap okuyarak geçirmek istiyorum. Kırmızı Pelerinli Kent'e başlayacakken, Aşk'ı okumaya başladım. Çünkü okuyan herkes çok beğendiğini söylüyor daha fazla bekletemedim. Ama o beni bekleyen kitaplar yok mu? onlar hazinem benim.