Leylak Dalıcım'la son kez birlikte kahvaltı yaptık ve sonra yeniden tez zamanda gelesin inşallah diyerek Ankara'ya uğurladık...
Bi öylee bakakaldım ardından, biraz daha kalsaydı, bir Kariye bir Yedikule Zindanları yapardık falan diye düşündüm...Fincanlarımızla bir kahve içme fırsatı bile bulamadık...
Şöyle bir toparlandıktan sonra, bütün gün yattım kitap okudum... Ataletim canım benim, çok güzel bir öykü kitabı seçmişti bize... Yattım kalktım bir hikaye okudum...Dostluk Hüznü Paylaşmaktır adı gibi güzel bir kitap.Okumaya Ataletim'in benim için işaretlediği öyküden başladım...

Ayracın işaret yerine gelen yerde ki cümlede- Bu şehrin tüm telefonlarında sen mi? varsın- diyor...Kitabın arka kapağını bana yazdırsalardı şöyle yazardım...Gençliğiniz yetmişli yıllaramı denk geldi?Hayatınızın en değerli gençlik yılları ; tam da toplumun değişme sürecine mi rastladı? Aşklarda , arkadaşlıklarda , dostluklarda biraz çuvalladınız mı?...Kitaptaki herkes 78 kuşağı çünkü yazarda o kuşaktan... Bir dilim ekmeği, bir bardak suyu paylaşır gibi , paylaşırmısınız hüznü de... Evet diyorsanız bu kitaptaki hikayeler sizin için yazılmış demektir...Yazarı SÜHEYLA ACAR...
Sahaf Festivalinde dolaşırken üçümüz de , bizi çeken kitabı hemen alacağız dedik... Bir yıldır arayıp da bulamadığım çünkü artık basımdan kalkmış., Attila İlhan'ın ''Fena Halde Leman''ın dördüncü baskısı pat diye önüme çıktı... Tamam dedim ben kitabımı buldum...

Sanırım yarın okumaya başlarım...Atilla İlhan'lı günlere hazırlanın:))Arada şiirlerine de takılırız... Ben sana mecburum bilemezsin deriz...üçüncü şahsın şiirini okuruz...
Kızların ikisinin de programı vardı...çook sakin bir gün geçirdik... Bir ezo gelin çorba koydum ocağa , biraz Maria Callas dinledim. Hatta Gamsegamse geldiğinde Anne coşmuşun dedi:))
Akşam kabilemin Ordu kısmı ile uzun uzuun telefonn konuşmaları yaptım...yarım dizi izledim... Falan filan