Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

16 Aralık 2012 Pazar

2012'nin enleri

Hemen her yıl ,  yeni bir yıla hazırlanırken, geçmiş yılın muhasebesini yapmışım. E' bu yılın ne günahı var. Başlayalım o zaman...

Evvettt geliyor Laleninbahcesi'nin ''2012 EN'LERİ ''

En sevdiğim kitap:Paul Auster'in KIŞ GÜNLÜĞÜ...Dünyanın  bir ucunda ünlü bir yazar olsan da , öbür ucunda bir ev kadını da; tost makinen bozulduğunda verdiğin tepkiyle, annene hissettiklerin aynı... Çocukken düştüğünde de aynı duygular içindesin... Ömrünün kışına girerken, bana yaptırdığı içsel yolculuk çok ama çok hoşuma gitmişti...
''Menekşeler Atlar Oburlar '' da Hüsnü Arkan; Bir menekşeye, bir ata davrandığın gibi davranamazsın deyip,gönlüme taht kurmuştu...
Ve ''Bir İtalyan Masalı''nda başlamadan biten masalını sürdürmekteki cesaretiyle Giovana ve yazarı;Laurie Fabiano beni kendilerine hayran bırakmışlardı...

Korkma Ben Varım ile Murat Menteş çok değişik bir okuma deneyimi yaşattı bana... Son sayfalara doğru gelirken artık bir araştır bir oku moduna girdim...Başka bambaşka pencereler açtı ve bu kitap bana ..Ay kitaptan biraz söz edeyim dedim ama bu yazımı okusanız çok daha iyi olur dedim...

Veee bir demir leblebi Lizbon'a Gece Treni...İnanılmaz metinlerle  2012'nin en güzel kitapları arasına giren bir edebi şölen yaşattı bana...

En sevdiğim şiir kitabı: Büyük Saat...Turgut Uyar...Kitap Annemahsustanblogcu Ayşegül'ün hediyesi... Bu arada Korkma Ben Varım da onun hediyesiydi...Ayşegül'ün kendisi de 2012'nin hediyesi...
En  sevdiğim şiir...Göğe Bakma Durağı(Turgut Uyar) ve  Fırat Demir'in ''Yeni Cüret Çağı'' adlı kitabındaki; Latife Tekin'in ''Sevgili Arsız Ölüm'' adlı kitabından esinlenerek yazılmış olan ''Sevgili Arsız Ölüm'' adlı şiiri.Göğe Bakma Durağını her okumada yüreğim hüp hüüüp ediyor...
 Göğe Bakma Durağından kısa bir alıntı size...

 Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım


 Şimdi de Sevgili Arsız Ölümün son satırlarından bir alıntı...
Orada, masanın üzerinde bir saat
orada,ince ayaklı bir sandalye
orada,belki öğlenleri çağrıştıracak bir divan
orada,yarısı dolu bir kütüphane
orada öyküler bekleyen bir saksı
orada,tekrar zamana karışacak bir hayat
Durup beklediğin yalnızlığın arasında...

En sevdiğim filmler:
Sinema salonunda izlediğim en güzel film  ''Yasak Aşk ''oldu... Görsellik, kast, kurgu hepsi hepsi çok güzeldi...Danimarka’nın krallık döneminde geçen ve tüm Avrupa’da yankı tarihte yaşanmış bulan bir ilişkinin konu edildiği film, Berlin Film Festivalinde Gümüş Ayı ödülüne layık görülmüş.




Ev sinemasında izlediğim en güzel film daha doğrusu filmler...Bunları izlemezseniz küserim kategorisine koymuşum:))
Zelary
Pijamalı Çocuk
Albert Nobbs
Moonlight Kingdom
Herşey Aydınlandı
Big Chef
Boş Ev
Ama en çok da Estomago:Gastronomic Story...Biberiye- filmini beğenmişim,izlemeyenle değil küsmek ilişkimi bile kesebileceğimi söylemişim:))Hapiğshanede geçen ama şahane bir mutfak filmi olan film...
Bu filmler hakkında tek tek bilgi vermedim ama yan taraftaki arama kutusuna yazarsanız,bu filmler hakkındaki yazılarıma ulaşabilirsiniz...


2012 şarkısı: Ben öyle pek anlamam şarkıdan türküden döner döner Mihriban dinlerim. Hem de bi dinlemeye 38 ayrı versiyonunu üst üste çakar  sabah kahvaltısı yapan kocamın feleğini şaşırtırım...Yani bu konuda sırf 2012 yılına ait en şarkım yok...

2O12yılın dizis...Geçen yıldan devam eden Muhteşem Yüzyıl ve Seksenler...Bu yıl içinde başlayan hiçbir diziyi sevmedim.

 Yılın en  unutulmaz günleri:
Kocam ve Gamsegamse ile yaptığımız Beykoz gezisi . Çubuklu'da başlayan gün ,Beykoz pazarına uzanmış, pazar içinde şahane  köfteler bulunmuş,tadına bakılmış...

Magissa ile Paşa Limanı Cafede  garsonun elindeki vişneli muhallebinin peşine düştüğümüz gün
Nermin ile Üsküdar balıkçılar çarşısı içinde  balık tezgahlarının arkasındaki balıkçı lokantasında dala bata balık yememiz...

Kocamın gel seni tam  kütüphanenin önüne indireceğim deyip yolu beş kilometre uzatması, karda ve rüzgarda üstelik deniz kıyısında o ayazı yiyip ertesi günü hasta olmam....

Zeya'nın evinin terasında bir ramazan gecesi başımıza yıldızlar yağa yağa, Ebru,Naziş ve Elçin ile  sabaha kadar hatta sabah ezanı okunana kadar oturmamız, kayan yıldızlarla dilekler tutmamız...

Zero ve Özlem ile kar kış demeden sabahın köründe Kız Kulesine karşı yaptığımız kahvaltı ve sırf kahve içmek için tekne ile Kız Kulesine geçtiğimiz gün...

Kuzen Güven ve eşi Özlem ile Ordu^da geçirdiğimiz gün... Akşama kadar çay ,kahve molası vermedik  kafe girmedik dükkan  bırakmadıktan sonra Teras Cafe de buz gibi biralarla taçlandırdığımız akşam.. Keyif  üstüne keyifler katılmıştı...

 Ataletim Canım Benim ve Ecemle Ara Kafeli , Kırık Tabaklı ve de bilumum İstiklal Caddesi dükkanlarına girip çıktığımız Saint Antuan'da nefeslendiğimiz,araya bir de sergi sıkıştırdığımız  gün...

Eve ilk taşındığımız gün eşyalarımızın, Mavianne^nin hediyesi ile aynı anda girmesi...Postacı bile şaşkındı:))

Zuz'u Ayvalık'a uğurladığımız gün...Bu konuda konuşamicim:)

Cucumun evden gelin olarak çıktığı gün,aşağıda davul zurna çalarken kendimi zor tuttum...Nasıl güzel olmuştu kuşum ve hiç beklemediğim kadar olgundu...

Naziş ve Turuncu Gezegen(Selma Hanım) ile Burgaz Ada'da yaptığımız  hafta sonu kaçamağı...

Ordulu blog arkadaşım, kızkardeşlikle sevdiğim Aysun Furtun'un  evinde benim için düzenlediği Ordu lezzetleri günü... Mükemmeldi...


 

Ordu'da üç İsboo kızı: ben, İlknur ve Nuray ile Gülyalı'da fındık bahçesi içinde yer alan balıkçıdaki akşam yemeği ve sonrasında devam eden gece ve sabahında da sabah saat altıda denize girmemiz...

Aysel,Zuz ve ertesi gün de Oya ile  yaptığımız Üsküdar günleri..




Artık bir devri kapattığımız gün...Annemin evini kapatığımız gün...bu konuda da konuşamiciim...

Gamse ile Beylerbeyi sarayında geçirdiğimiz gün...

2012'nin en güzel  tatili  kimse küsmesin ama Nermin ile organize ettiğimiz yedi kafa kadınla gerçekleştirdiğimiz Ayvalık-Cunda-Kaz  Dağları gezisiydi...Dönüşde üç gün uyudum.Altınoluk Körfezine Zeus'un Truva savaşını yönettiği Zeus Altar'ından bakmak,Şeytan Sofrasında gün batımı, Cunda geceleri, sabahları,sokakları herşey herşey çok güzeldi.

Bu yılın bizim için en -in mekanı Paşalimanı Cafe oldu...Yürüyüşlerimizin mola yeri,çayımızı ,kahvemizi içerken boğazın yanıbaşında olmak,iyi  ve kaliteli servis ...üşürsen şal koştur, hadi bi resmimi çek hizmetide vermesiyle beni kendilerine bağlamışlardır:))
 






Evet yine bu yılın en iyi yürüyüş güzegahı-  Ev ile Harem arasında gerçekleştirdiğimiz Üsküdar sahil yolu yürüyüşleri...

Şimdiiii  gelelim bu yıl gerçekleşen en güzel olaylarım...

Bu yıl hep istediğim birşeyi gerçekleştirip kendime ait bir okuma odasına sahip oldum.
Belki ideal kiloma kavuşamadım ama kilo vermeyi başardım...
Kazım Karabekir Müzesinde , Kazım Karabekir Paşa'yı ve Kazım Karabekir Paşa'lı yılları kızı Timsal Hanım'dan dinledim...

Kütüphaneye üye oldum her ay hiç olmazssa bir kitabı kütüphaneden alarak okudum...
Bizim Bir Ana Sınıfımız olsun mu? diye sordum ve öyle güzel bir cevap aldım ki, hep birlikte Türkiye'nin en doğusunda bir köyde bizim de bir ana sınıfımız oldu...Ataletim canım benim en güzel tanımlamayı yaptı-Seyretmedik,yanlarında olduk...
İmza:Kızın diye 114 kadın yola çıktı ,geliri bir çocuk daha okusun diye YEKÜV'e bağışlanan bir kitap yazdı ve ben de bu projede yer aldım...


Dönüp baktığımda ,ülen nası geçti bu 2012  dediğimde bunları hatırlamak çok hoşuma  gidecek...


Düzenleme:
2012 kitaplarını yazarken yılın en sert kitabını eklemezsem liste eksik olurdu...

Hakan Günday'ın ''AZ''  bence  en sert kitabıydı,okurken zaman zaman elimde olmadan başımı çevirdim...