Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

15 Mayıs 2010 Cumartesi

uyuz cumartesi

havalar ısınır ısınmaz bloga rehavet havası da çöktü her zamanki gibi.

Nasıl uyuz bir cumartesi bu. Ev de in cin top oynuyor... Gamse konser organizasyonları dolayısıyla, Naziş ise bir müze programı dolayısıyla çıktı evden... Kocamsa kaşla göz arası tüydü... Nasılsa Zuz geliyo , siz kardeş kardeş oturursunuz dedi. Ha neyseki Zuz gelecek birazdan. İyiki kuaförü bizim burada:))) Ama ben her zamanki geleneksel anlı şanlı kahvaltımdan mahrum etmedim onları. Kaşarlı patetesli omlete yumulup beni ev de yalnız bırakmak reva mı?

Dün evden çıkmayacağım dedim ama, cuma günleri okuldan erken çıkan Gamse, araypp da - Anne , Kadıköy'e gidelim mi deyince- iyi dedim. Ayağı yanık kedi gibi ora benim şura senin gezdik. Mercan da kendimize ziyafet çektik. Akşam yedi buçuk gibi Gamse beni ekti, ben eve geldim. Benim kzılarla evden birlikte çıkabilirsiniz ama birlikte eve dönme şansı çok azdır, mutlaka onların bir devam programı çıkar çünkü...Eve geldiğimde ayağım beton gibi olmuştu. Yarınki programıma çizme ile gideceğim çaresiz:)))

Nasıl yapış yapış bir hava bu, çok erken şikayet etmeye başladık ama öyleee ne yapalım.
Şu an da yanı başımda bir film var... Gamsegamse getirmiş belki Zuz la izleriz... ''Erkekler ne söyler kadınlar ne anlar''. Çok kalabalık da bir ünlü kadrosu var. Böyle ünlü dolu filmler genelde fos çıkar ya bakalım bakalım nasıl...İzlersek fikrimi yazarım elbette...

ne diyeyim keyifli bir cumartesi öğleden sonrası olsun, keyifle akşama devam etsin....