Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

29 Aralık 2011 Perşembe

Üsküdar keyfi

Bu gün Zero ile yeni yıl öncesi bir Üsküdar keyfi yaptık... Hava serin olabilir ama güneş nasıl parlaktı, zaman zaman oturduğumuz yerde güneş gözlüğü takmak zorunda kaldım.

Bol, filmli, kitaplı şahane bir sohbet oldu... Ayrıca günlerden beri en tatlı gündü , çünkü diyetisyenden izinli tatlı günümdü... Bunu Mado'nun kazandibisiyle kutladım..

Bu yıl kokina almadım hala dedim durdum, hatta bizim sokaktaki çiçekçinin önünde ki kokina vazolarını görünce , dönüşte alayım bari dedim. Çocukluğumdan beri hiç kokinasız olmadı bizim ev. Annem onların üstüne minik pamuklarla kar yağmış havası verirdi hatta yılbaşı gecesi... Sonra Zero elinde kokinalarla karşıma çıktı... Nasıl memnun oldum, bu yıl ki kokinalar Zero'dan geldi..














Mado'da pencere kenarına oturup Üsküdar'a akşam çökene kadar oturduk. Sokak ışıkları yandı, trafik sıkışmaya, insanlar koşturmaya başladı.O hengameyi bir süre pencereden izledik, çayımızı yudumlaya yudumlaya izledik daha sonra da o hengameye biz de karıştık.

Veeee ayrılmadan önce şahane bir program yaptık...

Diyetik kutlama

Dün evlilik yıl dönümümüzdü...Hepinize , teşekkür ediyorum yorumlarınız , mesajlarınız için.
Kutlama biraz diyetik oldu...Sabah saat 11 de diyetisyen randevum vardı...Önce ödevimi verdim,çünkü yazın ki nasıl yaptığınızı anlayayım demişti. Neyse bunu yazmaktan hoşlanmadığımı anladı ki, zor geliyorsa yazmayabilirsiniz dedi...Gidişattan memnun, memnunuz...19oo gr. daha gitmiş. Listeme artık hafta iki gün yarım simit ve haftada bir gün sütlü tatlı girdi .Bu hafta ki hakkımı , Zero ile bu gün yapacağımız buluşmada kullanacağım ve Mado'nun kazandibinden yana yapacağım tercihimi...Artık değişimi biraz biraz ben de hissetmeye başladım. Bu memnuniyet nedeniyle ve de günün mana ve ehemniyetine binaen:) güzel bir yemek yiyin ama fazla abartmayın dedi. Yalnız öğle yemeği.

Diyetisyen çıkışı Koca kişisiyle buluşup Harem'e gittik. Harem'den sahil boyunca Üsküdar'a kadar yürüdük. Hava pırıl pırıldı...Deniz üzerinde martılar çığlık çığlığaydı ve hiç görmediğim kadar karabatak vardı... Bilmeyen biri onları deniz üstünde nazlı nazlı pardon Gamze Gamze yüzen ördek sürüsü sanabilirdi.( hikayesi aşağıda:))) Kız Kulesine geldiğimizde çay molası verdik... Sonra yine devam... Üsküdar'da en sevdiğimiz yerde en sevdiğimiz yemekleri yedik ama gerçekten de aşırıya kaçmadım...Bir tek mezelere dayanamadım..


Akşam Hürrem gecesiydi... Artık Hürrem Hürrem oldu...Tarihte ki ilk nikahlı padişah eşi olma yolunda... Yapılan düğünü Avrupa aylarca konuşmuş ...Böyle anlatıyor tarihçiler.... Tarihin magazin bölümü diyorum ben bunlara...


Bu gün hava yine pırıl pırıl, Zero ile tatlılarımızı yedikten sonra çaylarımızı yine belki Kız Kulesinde içeriz, kimbilir...


Yukarıda ki Gamze Gamze olayı... Gamsegamse küçükken ona kitap okuyordum, okuduğum hikaye de şöyle bir cümle geçti...Ördekler derede nazlı nazlı yüzüyorlardı.Kıyameti kopardı, niye ablamın adı diye..Hikaye şöyle devam etti mecburen, ördekler derede gamze gamze yüzüyorlardı:)