Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

15 Ağustos 2009 Cumartesi

CUMARTESİ CUMARTESİ

Ay çok sıkıcı bir gündü, hatta çok sinirdi. Uyuşuktu hatta. Miskindi bile. Ne yapacağımı bilmez halde bi o yana bi bu yana dolandım. Sonra bayram temizliği yaptım hehehehe. Benim bu tür temizlik harekatlarıma , kızlar ; ay yine mi? bayram temizliği var derlerde.

Dün sabah kahvaltıdan sonra , Mor Yılları izledim. Gamse sürekli ne sinir ne sinir deyip sinirimi bozdu:))). Film kara film kategorisinden. Gamse'de üzüldüğü için ne sinir ne sinir dedi zaten. Zenci iki kızkardeşin hikayesi. Steven Spielberg'in bir filmi. 1985 yılında yapılmış. Yıllar önce izlemiştim ama aynı zevkle izledim. . Zenciyim, fakirim , çirkinim ve varım filmin ana konusu.

Bu gece Barcelona Barcelona oynayacak , Goldmax 2 de. Çayımı onu izlerken içeceğim. Şu anda Naziş , yürüyüş için evden birini kandırmak için ikna turlarında heheheh, hiç kimseninde niyeti yok. Yalnız çıkmaya karar verdi. Bu gün Gamsegamse, koruda ne kadar karınca varsa getirmiş, çantasında demek yerlere oturdular hıııı, hemen o pantolan makineye atılmalı. Bi de baktım sehpanın üstünde hemi de at kadar büyüklükte karınca ordusu geziyor. Hele birinin ağzında bi kırıntı parçası bile vardı, bak o kırıntıda çantadan)). Hayvanları yerinden yurdundan ettin diye kızdım Gamse'ye.

Yarın sabah kahvaltıya Zuz gelecek. Akşam'da Karadeniz akşamı yapacaklarmış. Karalahana diblesi yaptım o yüzden. Yarın akşam giderken götürecek. Bu ara dible takıldım, dibleler götürsün seni diyebilirsiniz)). Bi bilsenizki ev de , Kardeniz yemekleri sevmeyen bir koca kişisi yaşar. Turşu kavurmasını görünce hala mört mört bakıp , turşuyu neden pişiriyorsunuz Allah Allah der. Bu ağzımdaki ne diye sorar heheheheheh. Ama çok saygı duyar. Aylin bu gün telefon açıp da, hangi yemekleri yapalım diye bana danışırken arkadan turşu kavurması diye bağırıyordu hehehe. Köye gidince-Laleeee bak , burada melocan var diye beni çağırır, Ordu'da çarşıya çıkınca , tirmit çıkmış der. Yani öylede tanır , otlarımızı.

Şimdi gidip film izlemeye hazırlanmalıyım. Yeni bir kitap okumaya da bir hazırlık yaparım ben , biliyomusunuz. Uygun kitap ayracı falan seçerim. Kahve ya da çay hazırlarım. Arkama altı yastıktan oluşan bir dayanak yaparım. Mesela Katre-i Matem i yavaş yavaş okuyorum ki, dantelli ayraç yetişsin. Atalet de gördüğümden beri kitabımdan sarkan dantelleri hayal etmekten helak oldum. Sanırım ilgili kişi mesajı almıştır. Keçeden yapılmış lale şeklinde ayraçlarım var tam kolleksiyonluk. Gevezekalem'in kitap etkinliğinde ki hediyesi. Bir önceki kitabımın ayraçlarıydı. Çocuklaçocuk'tan hediye çok şık, uçlarından boncuklar sarkan ayracımda şimdiki kitabıma eşlik etmekde. Her kitap alışımda bir tonda ayraç alıyorum zaten.

Ayraç demişken hadi burada ayrılalım artık. Kendinize istediğiniz gibi bakın ve iyi bir pazar geçirmeye bakın.

kara lahana diblesi- Bir kg karalahanayı ince ince doğrayın ve haşlamaya koyun. Haşlama suyu sıcak olsunki , rengi yeşil kalsın. Sap kısımlarından bir parça alın eziliyorsa içine yarım bardak pirinç koyun. Birlikte haşlansınlar. Pİrinçlerde pişince, süzün. İyice süzülsünler, hiç su kalmasın. Tencerede soğanı kavurun , soğan biraz bol olsun. Kavrulmuş soğanın üstüne süzdüğünüz karışımı dökkün kırmızı pul biberde ilave edin biraz kavurun. Afiyetler olsunnn

en dip not. Kendimle gurur duydum, iki film önerisi yapmışım, bir de yemek tarifi vermişim . Katre-i Matemi de öneririm, okuyun hem aşk hem polisiye , hem de Lale Devri eğlenceleri , O zamanın siyası olayları falanda var. Kültürlere geleyim inşallah. Ama önce dibleler geleyim:))