Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

26 Kasım 2008 Çarşamba


Siz bu satırları okuduğunuz sıralarda , ben büyük bir ihtimalle bu cadde de yürüyor olacağım. Neresimi burası. Pangaltı'ndan karşıya geçin, vurun yukarı doğru bu caddeye ulaşırsınız. Kurtuluş semti burası. İstanbulun çoook eski semtlerinden biri. Eskiden oturanların %80 ini azınlık nüfus oluştururdu. Sanırım bu oran çok ama çok aşağılarda şimdi.

Bu kitap da o günlere özlemler anlatılmış
Yaşadığımız Kurtuluş İstanbul'da Bir Kadim Semt

Hüseyin Irmak


Nahabet, Varujan, Niko, Yasef neredesiniz? Zaman zaman rüyalarımda çıkıp geliyorsunuz sadece. Nahabet, biliyor musun, çocuk hallerimizle, yine Ali abinin çay bahçesinin girişindeki toprak kaldırımda misket oynuyoruz; pirketten yapılmış duvarın dibinde. Annen pencereden bağırıyor yine. İrma yine ağlayıp sızlıyor; istediğini yapmıyorsun diye gelip oyunumuzu dağıtıyor. Kızıyoruz ona.

Ya da Niko'nun babaannesi yine kapısının önünde top oynamayalım diye bizi azarlıyor. Nahabet, Varujan, neden bilmem ama, ne zaman o günlere dair bir rüya görsem, daima günlük güneşlik oluyor hava. Eski Kurtuluş'un gökyüzü rüyalarımda hiç kapalı değil. Şimdi neredesiniz yahu? Ne yapıyorsunuz? Bir yerlerden çıkıp söylesenize! Hangi ülkedesiniz, hangi deliğin dibinde? Çıkın oğlum artık! Saklambaç oynarken bu kadar uzatmazdık. Her işin bir raconu vardı. Tadını kaçırmayın. Niko, ses ver Atina'dan. Taso, sen Selanik'ten. Aram, Hollanda'dan... Sarkis, Washington'dan... Nahabet sen nereden ses vereceksin peki? Varujan ya sen?
Kurtuluş hakkında çok anlatıcak şey var. Mesela Piri Reis'in getirdiği rum esirler buraya yerleştirilmiş. Tersanelerde çalıştırılmış ama bunlar sonra Beyoğlunun Kapalıçarşının en ünlü kuyumcuları ayakkabıcıları olmuşlar.

E sen niye gidiyorsun oraya şimdi derseniz , bir kuzen buluşması yine. Bu kez kuzen Fato'ya gidiyorum. Hava da hafiften bir lodos var akşama yağmur çiseleyecekmiş. Meteoroloji uzmanı kaocam dedi. Akşam kızlara hava nasıl olacak bakın internete diyorum. O ta içerden bağırıyor, çok yağmur çok fırtına olacakmış diye. Ama sonra kıyamadı yok yok 21 dereceye kadar çıkacakmış sıcaklık dedi.
Hadi şimdi gittim ben...