Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

1 Eylül 2010 Çarşamba

En soğuk havalarda bile yorgana sıkıca sarınıp ama tek ayağını çaktırmadan dışarı çıkarıp duvara dayayanlardanım ben... hafif üşümeyi severim... Rüzgar sırtımı hafifçe ürpertmeli... yüzümü serin serin yalamalı...Şükür kavuştuk sabaha karşı... Kocama -gözünaydın Lale dedi. Balkona çıktım... Şükür dedim... şükür kavuşturana... Bakarmısınız kaç tane şükürlü cümle kurmuşum.

Bu gün 1 Eylül çarşamba 2010... bu gün itibariyle İstanbul'a sonbahar geldi...Hafiften yağmur atıştırıyor... hava serin mii serin... artık oflayıp poflamadan sokaklarda yürüme... sinemalar... tiyatrolar ... sıkı okey karşılaşmaları... daha çok Beyoğlu... Kadıköy.... Koruda başına yapraklar yağa yağa... Kuzguncukda hışır hışır yaprakların üstüne basa basa yürüme zamanı... yeni yeni sokakları keşfetme... yeni tatlar bulma zamanı... tahtakale yokuşunu keyifle çıkma...Mısır Çsrşısında baharatları koklama zamanı...erkenden kalkıp balkonda kahve ... izlenmedik film kalmasın etkinliğini yeniden başlatma zamanı...

Hoş geldin Sonbahar... sefalar getirdin... seni hiç ama hiç bu kadar beklememiştim.