Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

18 Ocak 2011 Salı

Hastahane notları

Hastaneden çıktık... Artık evimizdeyiz..Zuz başarılı bir ameliyat geçirdi...Dün geceyi biraz zor geçirdik ama o kadar da olacak artık...Her zaman olduğu gibi bu kez de maceralarımız eksilmedi... Çok ilginç olaylara tiplemelere tanık olduk... Kat görevlimiz, İsmet'i sanırım hayat boyu unutamayacağız... Bizi o kadar hoş tuttu , evine gelen misafirleriymişiz gibi nasıl ağırladı anlatamam...Türk kahvemizi, yeşil çayımızı ihmal etmedi... Sabah kahvaltımızda - sen çayı seviyorsun dedi bir porselen demlik çay getirdi ekstra:)) Hiç bir şey de kabul etmedi tek istediği çıkışda başhemşirenin yanında - çok mükemmel bir insansınız İsmet Bey dememizi istedi... Biz de hep bir ağızdan bağırıştık, asansörün önünde; çoook teşekkürler İsmet bey, çok mükemmel bir insansınız dedik.
Tam ameliyata girerken emarların evde unutulmuş olması- Selim'in hızla getirmesi... Annesi ameliyathaneye götürülen kadıncağızın tam bizim kapının önünde sara krizi geçirmesi... Üzerimize verilen battaniyelerin mükemmel İsmet Bey tarafından beğenilmeyip yerlere savurulması, buraya en renkli en şık battaniyeler gelsin diye bağırması, akabinde battaniyenin gelmesi yaşadığımız en ilginç olaylardan sadece bir kaçı...

Gelenimiz gidenimiz eksik olmadı, telefonlarımız hiç susmadı.... Hepinize çok teşekkür ederiz...telefonla arayanlara, mesaj gönderenlere... yorum bırakıp tüm iyi dileklerini bırakanlara hepinize hepinize .... Ve nihayet bu işte sağlıkla bitti şükürler olsun... Bir kaç hastane kareside vereyim sonra tüm günümü dinlenmeye ayıracağım...
Zuz ameliyata hazırlanırken... Berfu'da yanında... yanındaki seramik panoda Jale Yılmabaşar imzalı çok güzel bir panoydu... gece yattığım yerden hep ona baktım...


Zuz henfendi, artık ameliyatını olmuş, ayılmış, kompostosunu içmiş , kanlamış canlanmış ...Aylin'le... Aylin Zuz'un ta ortaokuldan beri arkadaşıdır...Hep evimizin içinde olmuş, beraber büyümüşüzdür... Hatta meşhur boza maceramız vardır onunla... Biz Niksar'dayken bize gelmiş, meşhur 86 kışında bir ay mahsur kalmıştır:)) Bir gün ben benim canım boza istiyor dediğimde - yaparım ama dört gün sabredeceksin, kapağını açmayacaksın demiş ama ben gidip gelip kapağını açıp bakmışımdır ama bozada olmuştur vallahi de...İki kızıma da hamile olduğumu duyar duymaz , hemen bir pembe yelek örüp inşallah kız olur demiş dediği de olmuştur:)

İşte bu da 2011 model Lale... Biraz hastane karışığı ama bi gün elbet daha düzgün bir biçimde çıkar karşınıza...



Şimdi yatma dinlenme vaktidir...

not: Kenan K ardeş, resmim neden böyle flu...bak herkes yeni resim istiyo:)