Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

4 Aralık 2011 Pazar

dün gece



Dün gece aynen resimlerde gördüğünüz gibiydi... Araya bir Baylan'da şu girdi:=)Bu pastadan söz edip duruyorum ama bunun lezzeti kadar da güzel bir hikayesi var...

Yıl 1958.

Avrupa Kupası maçı var, İstanbul’da, Real Madrit-Beşiktaş arasında.

Puskaş, Real Madrit’in en önemli kozu.

Maç, Dolmabahçe Stadı’nda.

Puskaş, Çok iddialı laflar ediyor, maç öncesi

Beşiktaş’ı mutlaka yaneceklerini iddia ediyor.

Madrit’teki maçı zaten kazanmışlar.

O nedenle rövanş maçına avantajlı çıkmanın rahatlığı var.Beşiktaş’ı yenemezler ise, canlı fare yiyeceğini” söyleyecek ölçüde pervazsızca sızlaşıyor.

Bu “fare meselesi”, adeta bir ülke meselesi gibi gündeme oturuyor.

Kamuoyunda tepkili bir bekleyiş var.

Maç günü gelip çatıyor.

Maçı, İstanbul Radyosu naklen veriyor.

Son dakikalara kadar, Real Madrit 1-0 önde.

Son anlarda Kaya Kestepe’nin attığı golle, Beşiktaş beraberliği sağlıyor.

Maç, 1-1 bitiyor.

ama herkes “Puskaş’ın verdiği sözü tutmasını” bekliyor.

Devreye istanbul’un ünlü Baylan Pastanesi giriyor. Puskaş’ı sıkıntıdan kurtarıyor. Çikolatadan fare şeklinde bir pasta üretiyor. Puskaş çok mutlu oluyor. Baylan’ın fare şeklindeki çikolatalı pastalarını mideye indiriveriyor.

O tarihten sonra Baylan’ın vitrinindeki çikolatalı pastaların müdavim müşterileri çoğalıyor.

Kaynak burası...

VE dün gece ay, aynen bir karpuz dilimi gibiydi eve gözlerim gökyüzünde yürüdüm neredeyse... Bülent Ortaçgil'in de dediği gibi acaba kaç kişi aynı anda baktık aya...


Belki benim kağıt param,
Bir şekilde, döne dolaşa
Senin cebine girmiştir.
Birkaç mektup atmışızdır.
Ayın karpuz dilimi gibi batışını
İzlemişizdir deniz kıyısında
Onca yıl, ben burada,Sen orada
Yollarımız hiç kesişmemiş
Şu eylül akşamı dışında