Son bir haftadır, Ordu'lu kabilemle haşır neşirim.Kuzenler, dayılar derken bu sabahta Ayvalık'tan Zuz geldi.Yatarken cep telefonumu yastığımın altına koymuştum. Ama dün akşam sinemada sessizealdığımı unutunca, O'nun gece boyunca otobüsten çektiği mesajları göremedim tabi. Kahvaltı siparişlerini sıralamış... Okuyamadım ama kaç yıllık ablasıyım bilmezmiyim kahvaltıda neler sever. Zaten hazırlıklarım onun istediklerindendi.
Cuma günü dayılarım ve Yengem geldi. Sabahnur Teyzem Ordu'dan telefon açıp,akut ekibi geldi mi? diye sordu.Meğer onlar kar kış kıyamet yola çıkınca; onlara böyle isim takmışmış. Valla öyle ya da böyle iyi ki de geldiler pek eğlendik. Yarın sabahta biz Zuz'la onlara kahvaltıya gidiyoruz. Dayıma kalsa hemen bugündü de yok dedik.

Dün akşam Gamsegamse ve Kocamın ısrarı ile Berlin Kaplanını izlemeye gittik. Ben ille ikiniz onu izleyin ben de yan salonda Güzel Günler Göreceğizi izleyeyim dedim. Altın Portakalda en iyi senaryo dalında ödül almıştı. Ama yok ille de birlikte izleyeceğiz dediler. Böyle deyip, en çok da ben güldüm iyi mi? Ata Demirer'in sinemasını seviyorum. Eyvah eyvahları da beğenmiştim, bunda da çok başarılı.Necati Bilgiç^i ne kadar özlemişiz. Arabesk'den beri hiç bir filmde oynamamış. Şener Şen ve Müjde Ar'ın oynadığı bu filmde kötü adamdı hatırladınız mı?Berlin Kaplanında hiç ama hiç küfür yok, belden aşağı hiç bir şey yok. Son dönem Türk filmlerini izlerken kullandıkları teknoloi ile gurur dıyuyorum, bir Amerikan filmi izler gibi artık çekimler. Filmi izlerken biraz Şampiyonu hatırladım. Rocky Balboa bir yerlerden fırlayıp Adriaaaan diye bağırsa hiç şaşmazdım.
Özellikle bir rafting sahnesi var ki akıllara ziyan...
Sinema çıkışı eve yürüdük. Bir gün öncenin dondurucu soğuğu gitmiş sanki bahar havası gelmişti.
Kitap da Rus Kışına devam , yalnız çeviri konusunda çok rahatsızım. Çevirisi hoşuma gitmedi. Yüzüncü sayfadayım hala beklemedeyim.
Bu arada Naziş ve Gamse D&R'dan kitap siparişi yaparken üç kitap da sen söyle dediler. Hemen listemi aldım gittim yanlarına:))Elma çekirdeği, Dağın Sesi ve Kış Güncesi'ni sipariş ettim. Cuma günü dayımlarla aynı anda onlarda geldi.Rus Kışı bitsin hemen Kış Güncesini okumak istiyorum.
Yazı bitince kalkıp , kahvaltı hazırlıklarına başlayacağım. Zuz gelirgelmez yattı.Mücver istiyorum kahvaltıya ,akşam yemeğinde ne var diye diye... Yüz kez tarif verdim biliyorsunuz bizim mücver; kabak mücveri değil. Kavrulmuş kıyma, taze soğan , maydonoz ve yumurta ile yapılıyor. İnce ince doğranan taze soğan ve maydonoz, kavrulmuş kıyma ,tuz karabiber ve yumurta ile harmanlanıp, teflon tavada altlı üstlü kızartılıyor. Kapak yardımı ile çevirebilirsiniz. Ama benim elim artık çok alıştığı için spatulayı alttan biraz sokup tık diye çeviriyorum. Ayıptır sölemesi krepleri de havada çevirip show yaparım.Yumurta sayısını şöyle düşünün mesela 6 kişiysek beş yumurta kırıyorum. Kıyması da sanırım 25o -300 gr kadar oluyordur. Maydonoz yarım demet kadar, yeşil soğan da yine beş altı tane olabilir. Bazen kuru soğanda doğrarım ben, bazen de azcık derotu. Yani o anki keyfime kalmış bir şey.Daha bilmiyor, Dayım, O'nun çok sevdiği ,Ordu'ya özgü cevizli helvadan getirdi. Bu helva , beyaz, bol cevizli, sakız gibi bir şey.

Benim aram pek yoktur ama benden kalan herkes çok sever. Sevmediğim bir şey olduğu için ok memnunum bu kalori bombasını:)Ordu helvası diye arama yaptığınızda karşınıza çıkıyor. Şeker, ceviz, meyan kökü, ve limon tuzu varmış içinde...Yağ ,un yok. Tatlı, bol cevizli, sakız gibi düşünün.
Hadi gittim ben şimdili.