Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

7 Temmuz 2011 Perşembe

Haldır huldur Ordu

Ordu günleri haldır huldur geçmekte...Dönüşe az kaldı...bir sürü şeyi yapamamış gibi hissetmeme rağmen, aile çevresi tarafından ; gezmekten onlara vakit ayırmamakla suçlanıyorum:)) Bu kez biraz değişik program uyguladım arkadaş buluşmalarına daha çok vakit ayırdım.

İlk buluşma Ordulu blogcu arkadaşım Aysun Furtun ile oldu...Daha doğrusu deniz kıyısındaki güller içindeki evinde bizi ağırladı... öğle sonrası başlayan buluşma gece saatlerine kadar sürdü... Yedik içtik, deniz kıyısında yürüyüşler yaptık...ağaçtan dut yedik...şahane sohbetler ettik. Kızı Öykü'de bize katıldı ve en az annesi kadar misafirperverdi....



Ertesi gün ise biizm Cucu'nun-Burcu-kayınvalidesi benim çocukluk arkadaşım Sabiha , diğer çocukluk arkadaşlarımızı da çağırıp bizi evine davet etti... Ayşegül, Sabiha ve benim Annem sıkı arkadaştı... Bize bir örnek kazaklar örerlerdi...Sabiha su börekleri ev baklavalarını bize hem ikram etti hem de kalanını kutulara koyup yanımıza verdi:)) Akşam eve gelince sanki hiç yememiş gibi açtık kutuları...


Bu sabah Arzu, yani erkek kardeşim Metin'in eşi salona kocaman bir kahvaltı masası kurmuştu...Kahvaltıda zeyrtinyağlı dolmadan şakşukaya kadar aklınıza gelebilecek her türlüyiyecek vardı.Hep birlikte uzun uzun kahvaltı ettik,kahvelerimizi içtiiiik ben Antalya'dan Ordu'ya gelen arkadaşlarıma gitmek için evden çıktım. Gamse ve Arzu'da havuz programı yaptılar. Ben önce Ayşegül'le çocukluğumun Kuğu Pastanesinde buluştum. Buranın özelliği, benim çocukluğumda nasılsa halen öyle duruyor olması...Ayşegülle resim çeke çeke, sohbet ede ede Nurgül ve Birgül^ün Taşbaşı mahallesindeki evine gittik. Onlar da Antalya'da oturuyorlar ama yazdan yaza Ordu'ya geliyorlar.Biz taaa ilkokul anılarına kadar indik... diğer arkadaşları aradık benim erken dönmeme kızdılar, bekle biz de geliyoruz dediler ama bizim önceden yapılmış planlarımız yüzünden dönmek zorundayız netekim.

(Bizim Zaferi Milli Mahallesi ile Taşbaşı Mahallesini birbirine bağlayan yokuş. Bu yokuşun dibinde aşağıda gördüğünüz kilise var. Burası bizim çocukluğumuzda yarı açık cezaevi idi. Düşünebiliyormusunuz bir mahallenin ortasında...Biz bu yokuştan iner, aşağıda volta atan erkek mahkumları ve yan tarafındaki kadın mahkumların çamaşır yıkamalarını izlerdik. Onlara el sallardık. Şimdi burası halka açıldı, restore edildi...konserler yapılıyor, sergiler açılıyor ...içinde oturup çay içebiliyorsunuz...yarın inşallah burada olacağız arkadaşlarla)
(Şiribanla Miriban'ın evi...artık onlar yaşamıyorlar ve burası yenilenip bir iş yeri olmuş. Çocukluğumuzun en güzel renklerinden biriydi bu anne-kız... çok kendilerine özgü giyim tarzları vardı. İki yana örgülü saçları, şapkaları , çantaları, çiçekli elbiseleri ile hep kolkola gezerlerdi...Yaz aylarında güneş şemsiyesiz asla çıkmazlardı... Akli dengeleri biraz zayıftı...Bazen bir bakardınız arkalarında çocuk ordusu sokakta geziyorlar)(Ordu'nun ulu manolya ağaçlarından biri)
Gelelim akşam programına :)) Akşam yemeğinde kuzen Yüksel'e gittik. Eşi Hürmet'in yaptığı sebzeli hamsiden mi? yoksa fasulye diblesinden mi? çayın yanında ikram ettiği ıslak kekinden mi? söz etsem...yoıksa Yüksel'in bizi gülmekten kırıp geçirdiği mesleki anılarından mı söz etsem? bu fıkra gibi anıları hiç unutmadan bir gün yazmak istiyorum... Hürmet yazımı okursan, kekin tarifini bana vermeyi uınuttuğunu hatırlatırım...Bi de , resim çekmeyi unutmuşum, bu gece de gelebilirmiyiz:)))




Şimdi evdeyiz...Kardeşim bacaklarını uzatmış tv izliyor...Arzu kanepede uyumuş...Gamse elinde laptopla...Burcu ve Doğa çoktan uyudu...Gamse geceleri benim kuzenlerimle takılıyor, çünkü benim onun yaşında da kuzenlerim var hehehehhh...Anneannem her yaşa hitap etmiş... Dayılarım benden bir kaç yaş büyük olunca çocuklarımızın yaşları da böyle oluyor tabi:)




Yarın için yine çok dolu bir programım var...