Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

2 Nisan 2008 Çarşamba

bizim evin halleri

Erkenciyim , bu gün.Sabah önce kocamı sonra da Gamsegamseyi uğurladım. Bir tabakta çilek aldım yanıma geldim. henüz uykum açılmış değil. Birazdan bir kahveyle belki.Gece bir programa takıldım. eskiden Yaseminin Penceresi vardı, onun gibi bir şey. Dilara Endican yapıyordu. Hani şu bir ünlü geliyorda, sırayla onun hayatında yer etmiş kişiler gelip , onunla ilgili anılarını anlatıyorlar ya öyle bişe. Konuk M. Ali Erbildi. Çok lazım gibi hayatının ıcığını cıcığını biliyorum artık))
Dün Nazlı - anne Kadıköye gidelim mi, Alkıma uğrar, Kahve Dünyasında otururuz biraz dedi. Saat 3 gibi çıktık evden. Alkıma gittik. Kahve Dünyası da zaten onun içinde. Önce bir kaç kitap alıp yanımıza öyle oturduk. Nazlı Dar Ağacında Üç Fidanı aldı. daha önce hatta ilk yayınlandığında vardı o kitap bizde ama , hazin bir hikayesi var. Çoğunuz tahmin etmiştir. Yanan kitaplar arasındaydı neyse. Ben de Tezer Özlünün(edebiyatımızın Gamlı prensesi) Yaşamın Ucuna Yolculuk ve Nihal Yeğinobalının Genç Kızlar ve Müge İplikçinin Kül ve Yelini aldım.Okudukca söz ederim artık. Elimde bitmeyen kitaplar var. Ziyafet sofrasına oturmuş küçük çocuklar gibi, bir ona bir buna saldırıyorum. Ama bir düzene koyacağım. Önce başladıklarımı bitirmeden bunlara başlamak yok. Fakat Genç Kızları alma sebebimimi anlatmalıyım size. Ben bu kitapla tanıştığım da 13-14 yaşlarımda falan ancaktım. Genç Kızlar, Nihal Yeğinobalı'nın bundan elli beş yıl önce Vincent Ewing adıyla yayımladığı ilk romanı.Daha çok küçük o yıllarda, kendi adıyla kitabı yayınlatamadığı için, Amerikalı bir yazardan çeviri yaptım diye götürüyor yayımcıya, eski bir moda mecmuasından aldığı bir aristokratın resmini de yazar olarak tanıtıyor. Beğenilirse kendi adını söyleyecektir. Ama kitap o zamanlara göre erotik bulununca söyleyemiyor. Hah buldum demekki ondan gizli gizli okurmuşum. Yani erotizmle ilgisi bile yok. İşte öpüşme falan. demek o yıllara göre biraz ağır kaçmış. Sonra o kitabı benden çaldılar. Evet aynen çaldılar!!!!!. Bundan bir kaç yıl önce yazarının Nihal Yeğinobalı olduğu ortaya çıktı ve kitap yeniden basıldı. Ben de hem nostalji olsun, hem de o zamanlar beni etkileyen bu kitabı kızlarım da okusun diye aldım.
Nazlıyla kendimize fondü siparişi verdik. Çileklerimizi muzlarımız fondüye batıra batıra kitaplarımızı inceledik. Bu arada farketmeden iki kase de kahveli çikolatalı misket yemişiz.

Akşam küçük bir kutlamamız vardı. 29 .nişan yılı şerefine)). Ama Nazlıyla ben çikolataya öyle bir doymuşuz ki, pasta falan deyince böööö dedik. Eve gelince meyvalı pasta yapayım bari dedim. hemen internetten bir beyaz krema tarifi baktım, hazır pastabanla bu işi de hallettim. Arasına ve üstüne çilekler muzlar koydum. kalan kremayı da üstüne boca eetim. Artık biliyosunuz, kenarlara taşan kremayı temizlemeye çalışmıyoruz. Napıyoduk. kamuflaj. Hemen oralara hindistan cevizi serpilir, üstlerine de kalan meyvalar yapıştırılır)).Lale usulu yanii. Pastamın resmini koydum zaten.

Şimdi bu yastık resmi de ne derseniz. O çok uzun zamandır çocuklaçocuk ekibine verilmiş bir söz. Keçeden yapılmıştır ve Zuz 'un kreasyonundandır. Uzun tacizler sonucu da bana hediye edilmiştir.

Bu günlük bu kadar. Biraz evi planlayayım, öğleden sonra Banuya gidiyoruz Nazlıyla. Okey partisine. Nazlı 3 gün raporlu, kum döküyormuş. Ama ağrısı sancısı yok çok şükür. Ama Dr ev de geçirsin bu süreyi dedi. Bizden bu kadar