Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Ramazan yazıları 5

Baktım televizyonlarda sahur programları çok kötü, ben de kendi sahur programımı yaptım dün gece:))
Gece Zeya, Ebru ve Elçin'in iftardan sonra beni evden almaları ile başladı. Benim için öyle tabi
onlar iftarla başladılar programa...Önce Beylerbeyine yöneldik. Deniz kıyısında yürüyüş yaptık.Rüzgar püfür püfür, Boğaz köprüleri ışıl ışıl, camiden gelen Kur'an sesi
denizden geçen teknelerden gelen müzik sesi , denize atılan oltalar ve bu ambians içinde biz...çok ama çok güzeldi.
Çay kahve içmek için oturduğumuz kafe aynı Gümüşlük'de ki kafelere benziyordu...Önünde; epi topu üç dört masa, mavi boyalı çerçeveler ,kapılar...o kadar mekan içinde bizi kendine çekti.Evimizin balkonunda gibi oturduk zaten. Garson orayı bize bırakıp karşı kafeye gitti:))






Gecenin biri olmuş meydan boşalmış , köpekler, kıyıda iki sevgili ve biz kalmışız haberimiz yok.


Kalkıp asıl program amacına yöneldik. Yani Fethi Paşa Korusunda sahur yapmaya...
Rezarvasyonu terasa yaptırmıştım ama öyle serindiki hava içeride bile hırka ile oturduk. Sıcak birer çorba ile başlangıç yaptık sonrası Allah ne verdiyse))

Eve geldiğimde saat dörde geliyordu. Bizim ahali hala uyanıktı. Ben hemen yatağa atladım, o serinlik duygusu geçmeden uykuya daldım.Yepisyeni bir kitabım var...Anlatılacaklarda birikiyor. Artık toplu gösterim yaparız...