Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

29 Kasım 2007 Perşembe

YAŞASIN GÖRÜYORUMMMM

Sonunda göz doktoruna gitmeyi başarabildim. Zuz 'un - gitme gitme yakında dürbünle kitap okursun uyarısını, daha doğrusu bıt bıtından, kocamın çocuk olsan elinden tutup doktora götürücem vıt vıtından illallah deyip sonunda doktora gittim. Gamsegamse de geldi , o da hem göz hem kulak burun boğaz muayenesi oldu.
Benim Taksimde bir Japonla, yaşadığım macerayı çoğunuz biliyorsunuz, elime tutuşturduğu haritadan bir şey gösteriyor ama ben göremiyordum ki, sonunda çantasından gözlük çıkarıp vermişti de Taksimdeki Atatürk heykelini sorduğunu anlamıştım. İşte o dur , bu dur, ben doktora gideceğim. Neyse ikimiz de gittik işte ben ısrarlı çabalarım sonucu 1.50 yapmışım gözlerimi. Gamseninde artık nur topu gibi bir reflüsü var. Gözlerde fazla sorunu yok 0.50.
Benim, değil ailemde sülalemde gözlüklü kimse yoktur. Bi de protez dişli. Anneannem de bile yoktu. Fındığı bile dişimizle kırarız. Kocam benim fındığı dişimle kırdığımı görünce kafayı yiyordu az kaldı . Şimdi çeşitli boy ve ebatlarda fındık kırma aletlerimiz var. Timsah şeklinde olanı örneğin, ağzına fındığı koyuyorsun kuyruğuna basıyorsun. Çat fındık ikiye ayrılıyor
Yav ben göz demiyormuydum, nerden çıktı şimdi fındıktı dişti muhabbeti. Ha işte, yoktur benim ailemde gözlüklü kimse diyordum. Ama kocamın tarafı full aksesuar gözlüklü. Yakını uzağı, astimatı hepsi var. Nazlı lisedeyken , tahtayı göremiyorum falan demeye başladı. Zuzla aldık bunu göz doktoruna götürdük. Gerçekten de gözlüğe ihtiyacı varmış. Zuz hemen - ııııy bu baba tarafına çekmiş dedi. Sonra Kadıköyde bir gözlükçüye gittik, gözlük alcaz dedik. Hooop bi dolap çektiler önümüze , açtılar bi sürü çekmece çerçeve seçin dediler, tabii bundan önce çerçevenin cinsini sordular. Biz hayatımızda gözlük almamışız güneş gözlüğünden gayrı. Çerçeveyi seçtik saatlerce, sonra cama geldi sıra, yok filtreleyelim mi, yok kaplayalım mı, organik mi olsun başka bişe mi. Biz bakıyos birbirimize . Sonra dedik işte , öğrenci, bu gözlük yerede düşecek her şey de olacak. en sağlamından olsun. Fiatı duyuncada bi uçmuştuk zaten bu ne yaw, arsa mı alıyoruz yoksa diye. Sonra efenim günlük lensler , yok onların koruma suları filan. Öğrendik her bi şeyini.
Bu gün Zuz işi kırdı bize geliyor. Ama önce bir Kadıköy buluşması yapıcaz onunla , bana gözlük bakacağız da...