Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

9 Eylül 2009 Çarşamba

Hala haberleri izliyorum, sanki başka bir yerden söz ediyor gibi , bakıyorum ekrana. Çünkü İstanbul da görülmemiş felaket yazıyor ekranın alt kısmında. Dışarıya bakıyorun masmavi gökyüzü, parlak güneş. Akşama doğru gelecekmiş bu tarafa.

Karı-koca Üsküdar!a indik , yürüyerek.Yarın akşam yemeğe misafirimiz var.Kocamın yeğeni ama benimde kardeşim kadar sevdiğim FATİH ve eşi MERAL ve de çocukları gelecek. Çocuk dediysem artık birer delikanlı ve genç kız olan Cem ve Cansu. İkisi de bizim kızlarla az yaş ralıklarına sahipler ve birbirlerini de çok severler.Fatih le yıllaradır hamsilipilav muhabbeti yaparız. Kaç kez yemek yedik birlikte, ya hamsi mevsimi olmadı ya da denk gelmedi.. Acaba iftar için uygun olur mu? diye düşündüm aslında, ama kocam ,ağır olmayacağını savundu. Ve gittik hamsi aldık.Karadenizli için farketmez, yani benim kabileden birileri için asla böyle düşünmezdim, çünkü kahvaltıyı bile balıkla yapabilecek bir ailenin ferdiyim. ).Dayım inkar etsin dursun, ben çok gördüm onu sabah sabah balık yerken.

Kızlar bir bir telefon açıyorlar, okuldan çıkan program yapmış dışarda, kızım yağmur gelecekmiş diyorum ikisine de ama , ooo hava çok güzel diyorlar. İnşalah yakalanmadan evin yolunu bulurlar.

İlk kez bir günde iki yazı ekledim Allah hayırlara yazssın İnşallahhhhh:))
İstanbul bir büyük ülke, şu anda haberleri diniyorum, her taraf sular altında ditor,10 kişi hayatını kaybetmiş, arabalar sürüklenmiş. Burada sabaha karşı biraz yağdı,şimdiyse hiç bir şey yok. Anadolu yakasına, öğleden sonra gelecekmiş yağmur.İzlediklerimden şaşkına dönmüş durumdayım, Vali açıklama yapıyor.Son yılların en büyük afetini yaşıyormuşuz.Bir saatte doksan kilogram yağmur düşmüş. Ve yağmalamalar var diyor spiker. Su basan iş yerlerine yapılıyormuş. Başkalarının felaketinden yarar sağlamaya çalışamanın bir hastalık olduğunu biliyormusunuz. Hatta tıp dilinde bir adı var bunun ama hatırlayamadım şimdi.

Söyleyecek başka sözüm yok bu gün.